5 Mayıs 2009 Salı

son tercih dizisi

Dizinin Türü:Yerli Dizi
Dizinin Kanalı:Show Tv
Dizinin Dili:Türkçe
Dizinin Oyuncuları:Erdi Bolat
İpek Özkök
Yazgülü Gümsür
Bora Akkaş
Umut Sinem
Tuncer Selim Akgül
Dizinin Konusu:Can’ın sakladığı ÖSS sonuç belgesini bulan babası oğlunun sınavı kazanamadığını öğrenince fenalaşır. Durumunda ciddi bir şey yoktur. Ama Can’ın kendisine yalan söylemesi onu çok kırmıştır. Can, babasına kendisini affettirmeye çalışmaktadır. Ama Can’ın çabaları sonuçsuz kalır. Her zaman yanında olan Muzaffer Hocası onu yalnız bırakmaz. Babasıyla barışması için elinden geleni yapar. Dershanede tanıştığı Nil’de Can’a yardım etmek istemektedir. Aralarında ikisinin de fark edemediği bir çekim vardır Ama Nil’in abisi Akın’ın fevri davranışları ve Can’ın eski kız arkadaşı Melis’in müdahaleleri yüzünden bir türlü yakınlaşamazlar. Nil ise abisinin serkeş ve şımarık tavırları yetmezmiş gibi bir de babası ve annesi arasındaki sorunlarla uğraşmaktadır. Bu arada Mert’in babaannesi Fahrünisa Hanım zayıflamak için ağır bir rejime girmiş ve kendisini bilumum sportif aktivitelere vermiştir. Mert aradığı fırsatı bulmuştur… Babaannesinin bu durumundan yararlanmak için çeşitli kurnazlıklar yapar. Bu arada Aylin’e olan hisleri de iyice alevlenir. Ama yaptığı sakarlıklar ve düştüğü komik durumlar nedeniyle ona bir türlü açılamaz. Zaten açılsa da bir şey olacağı yoktur… Eski bir öğretmen olan Münevver, Muzaffer’in halasıdır. Dershanenin çekip çevrilmesi temizlenmesi, çocukların doğru beslenmesi için deli gibi çabalar. Aslında tam bir tatlı kaçıktır. Zaman zaman filozofça laflar eder, vecizeleri hiç eksik olmaz. Yıllar önce bir seferde kayıplara karışan büyük aşkı, kocası, can yoldaşı, bahriyeli Şahap ağzından hiç düşmez. Münevver, dershaneye bir temizlik görevlisi almak için kolları sıvar. Diğer adayları açık ara geride bırakan Haşmet çalışmaya başlar. Kantindeki ev yemeklerinden pek hoşnut olmayan öğrenciler Haşmet’i bir çıkış yolu olarak görürler. Kurnaz Haşmet küçük bir komisyon karşılığında dershaneye fast food taşımaya başlar. Yıllardır birlikte çalışan Muzaffer ve Oya’da birbirlerine bir türlü açılamamaktadır. Muzaffer’in halası Münevver ve Oya’nın en yakın arkadaşı Fizikçi Nalan, Oya ve Muzaffer’i baş göz etmek için aralarında bir plan yaparlar. Ancak eskiden beri Oya’ya karşı zaafı olan Hayri, bu planları bozmak için çoktan harekete geçmiştir. Kurduğu küçük oyun can sıkacaktır.

kaptan dizisi

Dizinin Türü:Yerli Dizi
Dizinin Dili:Türkçe
Dizinin Kanalı:Show Tv
Dizinin Yapımı:Med Yapım
Dizinin Yapımcısı:Sibel Tuna
Dizinin Yönetmeni:Günay Körker
Dizinin Oyuncuları:Arda Kural Eylül Deniz Berke Hürcan Melike Öcalan Teymuralp Merter Fosforoğlu Süheyl Uygur
Dizinin Konusu:Yavuz Gökçe’nin ailesinin teknesinde kaptanlık yaparak Gökçe’nin hayatına sızmayı başarmıştır. Gökçe bu duruma sinir olup bir şekilde Yavuz’un gitmesini sağlamaya çalışır. Ama Yavuz her zamanki gibi insanlara kendini sevdirmeyi başarmıştır. Özellikle de Cem’in kız kardeşi Berna Yavuz’a bayılmıştır. Nevzat, Yavuz ve Rıza’nın peşine takılır ve Atasoy’ların teknesinde vakit geçirir. Ama tabii Nevzat bu, boş durmaz... Karısına iş buldum yalanıyla tekneye gider gelir ama başı sonunda fena belaya girer. Rıza da hâlâ Pelin’le tekrar birlikte olabilmeyi ummaktadır ama umudu fazla sürmez. Gökçe Yavuz’un kendisini Cem’le birlikte görmeye dayanamayacağını düşünür. Bu onun gitmesini sağlamak için en iyi yoldur. Bunun üzerine Cem’le olan ilişkisini en samimi ve sıcak şekilde Yavuz’un gözleri önünde yaşar. Hatta daha da ileri gider ve evlilik olayını hızlandırarak tarihi belirler. Yavuz evlilik tarihi kararlaştırılınca yıkılır. Gökçe bu hamlesinden sonra Yavuz’un gideceğinden emindir ama Yavuz onu yine şaşırtmayı ve hatta üzmeyi başaracaktır.

29 Nisan 2009 Çarşamba

yaprak dökümü

Dizinin Kanalı:Kanal D
Dizinin Yapımı Sponsoru:Ay Yapım
Dizinin Yapımcısı:Kerem Çatay
Dizinin Yönetmeni:Mesude Eraslan
Eser:Reşat Nuri Güntekin
Dizinin Senaryosu:Ece Yörenç,Melek Gençoğlu
Dizinin Müziği:Toygar Işıklı
Dizinin Oyuncuları:Halil Ergün (Ali Rıza)
Güven Hokna (Hayriye)
Bennu Yıldırımlar (Fikret)
Caner Kurtaran (Şevket)
Deniz Çakır (Ferhunde)
Bedia Ener (Neyyir)
Gökçe Bahadır (Leyla)
Fahriye Evcen (Necla)
Seda Demir (Sedef)
Tolga Karel (Oğuz)
Efsun Karaali (Ayşe)
Bülent Fil (Selim)
Dizinin Konusu:Bütün hayatını beş çocuğuna iyi fikirler ve temiz ahlak vermeye adayan Ali Rıza Bey, bir haksızlığa göz yumması istenince kaymakamlık görevinden istifa eder. Kızı Necla da İstanbul’da üniversiteyi kazanınca, ailece İstanbul’a yerleşmeye karar verirler.

Aileden kalma eski evin tadilatı, Leyla’nın üniversiteye hazırlık kursu, Necla ve Ayşe’nin okul masrafları derken Ali Rıza Bey’in emekli ikramiyesi erimeye başlar. Ali Rıza Bey yeniden çalışmaya başlar. Yeni işinde de ilkelerinden ödün vermesi istenince yine istifa eder.

Şartlar artık daha zor olduğu için, Hayriye Hanım bu kararını desteklemez ve evde huzursuzluklar başlar. Askerden dönen Şevket bir bankada çalışmaya başlayınca Ali Rıza Bey’in yükü hafifler. Ama Şevket gönlünü evli bir kadına kaptırınca işler değişir. Ferhunde kısa zamanda dizginleri ele alır. Evin bütün düzenini değiştirir.

Ferhunde’nin bitmek tükenmek bilmeyen istekleri, Leyla ve Necla’nın hesapsız harcamaları aileyi zor duruma düşürür. Ali Rıza Bey dirense de karşı koyacak gücü yoktur. Ekonomik gücüyle birlikte otoritesini de kaybetmiştir. Rüzgar sert esmekte, ağacın yaprakları birer birer dökülmektedir.

the parkers

Dizinin Kanalı:Comedy Max
Dizinin Yönetmeni:Belirtilmemiş
Dizinin Türü:Yabancı Dizi
Dizinin Orjinal Dili:İngilizce
Dizinin Oyuncuları:Mo´Nique Imes-Jackson, Countess Vaughn, Jenna von Oÿ, Ken Lawson, Yvette Wilson, Dorien Wilson
Dizinin Konusu:Aynı kolejde okuyan bir anne ve kız düşünün... Nasıl olur demeyin! “The Parkers“, Santa Monica Koleji´nde birlikte okuyan Nikki Parker ve kızı Kim Parker´ın renkli yaşamlarına odaklanıyor... Nikki; sözünü sakınmayan, tuhaf, eğlenceli ve sevimli bir anne... Kızı Kim ise genç, modayı takip eden ve çok da zeki olmayan biri... Kolej yıllarına birlikte katlanan Parker´ların evinde sıkıcı tek bir ana rastlayamacağınızı da belirtelim. Nikki ve Kim´in yaşamlarına hakim olan çılgınlık ve neşeye, bir de yakın dostları ve sınıf arkadaşları dahil oluyorlar. Artık eğlenceyi siz düşünün ya da iyisi mi, birlikte mezun olmaya kararlı bu uçuk anne-kızın maceralarını izleyin...

kurtlar vadisi

Dizinin Türü:Mafyaa Dizisi
Dizinin Dili:Türkçe
Dizinin Yılı:2003-2005
Dizinin İlk Çıktığı Tarih:15 Ocak 2003
Dizinin Kanalı:Show Tv
Dizinin Yönetmeni:Serdar Akar
Osman Sınav
Mustafa Şevki Doğan
Dizinin Yazarı:Raci Şaşmaz
Bahadır Özdener
Dizinin Başrol Oyuncuları:Necati Şaşmaz
Özgü Namal
Gürkan Uygun
Osman Wöber
İpek Tenolcay
Oktay Kaynarca
Erdem Ergüney
İstemi Betil
Dizinin Yapımcıları:Raci Şaşmaz
Osman Sınav
Dizinin Genel Kadrosu:Necati Şaşmaz (Polat Alemdar)
Özgü Namal (Elif Eylül)
Oktay Kaynarca (Süleyman Çakır)
Selçuk Yöntem (Aslan Akbey)
Seray Sever (Derya Çakır)
İpek Tenolcay (Nesrin Çakır)
Nihat Nikerel (Seyfo - Seyfullah Yördem)
Zafer Ergin (Mehmet Karahanlı)
Baykal Saran (Hüsrev Ağa Bekiroğlu)
Haldun Boysan (Tombalacı Mehmet Çolak)
Atilla Olgaç (Kılıç)
Hande Kazanova (Canan Çavan)
Adnan Biricik (Nizamettin Güvenç)
Nisan Sirinyan (Samuel Vanunu)
İstemi Betil (Laz Ziya Yılmaz)
Muhammed Can Gören (Abuzer Kömürcü)
İsmail İncekara (İplikçi Nedim Malik)
Tur*** Tanülkü (Şahin Ağa)
Tarık Ünlüoğlu (Testere Necmi)
Begüm Kütük (Safiye Karahanlı)
Rauf Denktaş (Rauf Denktaş)
Erdinç Olgaçlı (Burhan Erdemir)
Devrim Parscan (Orhan Karadeniz)
Tarık Şerbetçioğlu (Selim)
Gürkan Uygun (Memati Baş)
Osman Wöber (Deve Tuncay Kantarcı)
Vildan Atasever (Nazlı Bekiroğlu)
Yüksel Arıcı (Pala)
Cenk Ertan (Faruk)
Levent Güner (Bedir)
Ali İpin (Kirve)
Engin Yüksel (Nakliyeci Sefer)
Kurtuluş Şakirağaoğlu (Duran Emmi Şatıroğlu)
Hidayet Erdinç (Şevko - Şevki Gökdeniz)
Erdem Ergüney (Deli Hikmet)
Emin Olcay (Ömer Candan)
İnci Pars (Nazife Candan)
Serpil Tamur (Nazife Candan)
Müge Ulusoy (Meral Yılmaz/Asiye Yılmaz)
Güven Hokna (Nergiz Karahanlı)
Hakkı Ergök (Savcı)
Kerem Fırtına (Eren Eylül)
Zekai Müftüoğlu (Akrep Bekir)
Attila Şendil (Mavi Turgut Kuyucu)
Sönmez Atasoy (Halo - Halil İbrahim Kapar)
Kenan Çoban (Abdülhey Çoban)
Erhan Ufak (Güllü Erhan)
Sertan Karaağaç (Pusat Çakır)
Fatoş Ayaydın (Selvi Çakır)
Abidin Yerebakan (Abidin Seferoğlu)
Nedim Doğan (Şehmuz)
Mehmet Emin Yanık (Alexander Ivanov)
Sefa Zengin (Erdal Kömürcü)
Özcan Varaylı (Cerrahpaşalı Halit)
Altan Akışık (Doğu Bey Eşrefoğlu)
Hayat Olcay (Ayşe Eylül)
Ulgar Manzakoğlu (İbrahim Ahıskalı)
Yaşar Karakulak (Yahya Reis)
Tatsyana Tsvikeviç (Nina)
Tayfun Sav (Mithat -)
Nevzat Yakışırboy (Nevzat)
Cengiz Daner (Esat Yörük)
Orhan Edip Ertürk (Tilki Andrei)
Mehmet Polat (Cerrahpaşalı Meto)
Sharon Stone (Lisa)
Andy Garcia (Amon)
Sinem Bayer (Esther Hirch)
Raci Şaşmaz (Ali Candan)
Latif Akgedik (Demir Görkemli)
Ali Yaylı (Faris Sarıyayla)
Engin Özsayın (Fethi Gümüş)
Güray Kip (Kürt Bedo - Bedir Koçanlı)
Çelik Bilge (Sadri Canbazoğlu)
Erdal Cindoruk (Üstün Kısa)
Seval Gökçe (Sabahat)
Yasemin Öztürk (Sarah Vanunu)
Erdoğan Uslu (Mithat Kadıoğlu)
Erdoğan Poyraz (Erdoğan)
Cengiz Şahin (Ferman)
Server Mutlu (Kirkor Terzioğlu)
Sinan Albayrak (Sadık)
Mustafa Başbuğ (Yavuz)
Erdoğan Ersever (Ufuk)
Umut Tabak (Polat Alemdar) (Seslendirme)
Fatih Kaçan (Pürmüz)
Dizinin MüziğiGökhan Kırdar
Loopus
Dizinin Konusu:Hiç Bir Yerde Yok

sıla dizisi

Töreye karşı gelen bir aşkın hikâyesini anlatan ve her bölümü merakla beklenen atv'nin sevilen dizisi "Sıla" yine zirveye oturdu. Başrollerini Cansu Dere, Mehmet Akif Alakurt, Menderes Samancılar ve Zeynep Eronat'ın paylaştığı "Sıla"

David Copperfield

Dizinin Yönetmeni:Delbert Mann
Dizinin Yapımcısı:Frederick H. Brogger
Dizinin Senaryosu:Charles Dickens (roman)
Jack Pulman (senaryo)
Dizinin Oyuncuları:Richard Attenborough
Laurence Olivier
Robin Phillips
Dizinin Müzikleri:Malcolm Arnold
Dizinin Yapım Yılı:1969
Dizinin Yapım Ülkesi:Birleşik Krallık
Dizinin Yapım Şirketi:20th Century Fox Television
Omnibus Productions
Sagittarius Productions
Dizinin Dağıtım Şirketi:National Broadcasting Company (NBC)
Twentieth Century Fox Film Company
Dizinin Yayım Süresi:118 Dk
Dizinin Dili:İngilizce
Dizinin Cinsi:Tv Filmi
Dizinin Türü:Dram
Dizinin Gösterim Tarihi:15 Mart 1970 ABD,
Aralık 1969
Dizinin Konusu:Üvey Babasının Baskısı Yüzünden Evden Kaçan Davidin Hayatı

kurtlar vadisi pusu

Dizinin İlk Çıktığı Tarih:19 04 2007
Dizinin Tarzı:Aksiyon
Dizinin Yayım Zamanı:Yaklasık 80 Dk
Dizinin Yapımcıları:Raci Şaşmaz
Dizinin Dili:Türkçe
Dizinin Yayıncıları:Polat Alemdar'ın Ekibi ve Yakınları [değiştir]Necati Şaşmaz (Polat Alemdar)
Gürkan Uygun (Memati Baş)
Kenan Çoban (Abdülhey Çoban)
Osman Wöber (Tuncay Kantarcı)
Erdem Ergüney (Deli Hikmet)
Kerem Fırtına (Eren Eylül)
Sönmez Atasoy (Halo -Halil İbrahim Kapar)
Erhan Ufak (Güllü Erhan)
Mustafa Dinç (Tamer Sevilen)
Emin Olcay (Ömer Candan)
Serpil Tamur (Nazife Candan)
Dizinin Kanalı:Show Tv
Toros Ailesi:Nefise Karatay (Ahu Toros)
Tamer Yiğit (Selçuk Toros)
Sema Öztürk (Jülide Toros)
Levent Beceren(Erol Öznesim)
Edip Saner(Uygar Kazaskeroğlu)
Tataroğlu Ailesi:Can Gürzap (Davut Tataroğlu)
Ragıp Savaş (Fuat Tamer Tataroğlu)
Hüseyin Avni Danyal (Yalçın Bulut)
Zafer Algöz (Yalçın Yıldız)
Özgür Yüksel (Kemal Yıldız)
Sema Şimşek (İnci Yıldız)
Hazerbeyoğlu Ailesi:Bozkurt Kuruç (Ahmet Kudret Hazarbeyoğlu)
Neco (Mehmet Fikret Hazarbeyoğlu)
Hakan Pişkin (Bekir Hazarbeyoğlu)
Payidar Tüfekçioğlu (İbrahim Velid)
Karacadağ Ailesi:Ali Ecder Akışık (Celal Karacadağ)
Atsız Karaduman (Cemal Karacadağ)
Emre Karayel (Zafer Sasonlu)
Volkan Özgömeç (Bedri Fincancı)
Kaçgar Ailesi:Selçuk Özer (Turan Kaçgar)
Savaş Özdemir (Kabil Kaçgar)
Zeliha Çal (Asu Miray Sonkan)
Yılmaz Meydaneri (Hakkı Bafralı)
Dizinin Yapımı:Pana Film
Dizinin Yapımcısı:[b]Raci Şaşmaz[b]
Dizinin Yönetmeni:Sadullah Şentürk
Dizinin Senaryosu:Raci Şaşmaz
Bahadır Özdener
Cüneyt Aysan
Dizinin Görüntü Yönetmeni:Ferhan Akgün
Müzik:Gökhan Kırdar
Loopus
Kurgu:Kemalettin Osmanlı
Dizinin Konusu:Ana karakter Polat Alemdar'ın Kurtlar Vadisi Pusu'daki hedefi Türkiye'nin de üzerinde bulunduğu Avrasya coğrafyasına hakim olmak isteyen uluslararası güçlerin oluşturduğu ve dünyanın en zengin ailelerinin idaresindeki “küresel çete”dir.

Dizi yardımsever ve dürüst bir işadamı olan Çağrı Toros'a yapılan bir suikastla başlar. Olayı bir terör örgütü üstlenmiş ve eylemin tetikçileri yakalanmış olsa da Polat Alemdar, suikastın arkasında açıklananlardan başka nedenler ve güçler olduğuna inanmaktadır. Polat daha önce Türkiye'yi yıllardır etkileyen terörün üstüne gitmeye çalışmış ancak bir kısım güçler Polat Alemdar ve ekibini bu davadan alıkoymuşlardır. Çağrı Toros cinayeti ile Polat artık terörün arkasındaki güçlerlerle, faili meçhullerin sebep ve sonuçlarıyla, yani çağın en önemli silahı olan “para”yla savaşacaktır. Adım adım delillere ulaşmaya çalışan Polat, Toros Ailesi’yle doğrudan temas kurmaya çalışır. Aynı zamanda bu yakınlaşma ailenin kızı Ahu Toros'la doğacak olan bir aşkın da habercisidir.

fırtına dizisi

Dizinin Yönetmeni:Metin Balekoğlu
Dizinin Yazarı:Gökhan Horzum
Dizinin Başrol Oyuncuları:Burçin Terzioğlu
Murat Yıldırım
Dizinin Yapımcısı:Necati Akpınar
Dizinin Yılı:2006-16 Haziran 2007
Dizinin Dili:Türkçe
Dizinin Oyuncusu:Burçin Terzioğlu (Zeynep)
Murat Yıldırım (Ali)
Zerrin Sümer (Sakine)
Jale Aylanç (Emine)
Salih Kalyon (Hasan)
Münir Canar (Fevzi)
Erkan Can (Hoca)
Ayşen Gruda (Feraye)
Orhan Eşkin (Dursun)
Ömür Arpacı (Ziya)
Deniz Erözen (Melahat)
Cezmi Baskın (Bilal)
Nihan Büyükağaç (Tamara)
Türkü Hazer (Şirin)
Erimşah Bora (Soner)
Fırat Can Aydın (Ahmet)

Dizinin Konusu:Köyün yakışıklı delikanlısı Ali ile Karadeniz kadar inatçı ve güzel Zeynep, önlerindeki tüm engellere rağmen, birgün kavuşmak umuduyla aşklarını sürdürürler. Kısa zamanda zengin olma hayallerine dalmış, bahçesini, tarlasını unutan ve hemen köşeyi dönme derdinde olan Ali'nin babası Hasan ile definecilik macerasına soktuğu Zeynep'in babası ve kendisinin de zengin arkadaşı Fevzi, onların bu aşkına hoş baksa da kızın annesi Emine, köye kız vermek istemez. Bu aşka başka karşı çıkanlar da vardır tabi ki...

selena

Dizinin Kanalı:Atv
Dizinin Dili:Türkçe
Dizinin Ülkesi:Türkiye
Dizinin Yönetmeni:Bora Onur
Dizinin Yazarı:Gani Müjde
Tükenmez Kalem
Dizinin Başrol Oyuncuları:Sinem Kobal
Parla Şenol
Selda Özbek
Zuhal Topal
Hakan Altıner
Sinan Çalışkan
Cansu Demirci
Gizem Güven
Zuhal Yalçın
Dizinin Yapımcısı:Süreç Filmcilik
Ali Gündoğdu
İnci Kırhan Gündoğdu
Dizinin Yapım Yılı:2006
Dizinin Konusu:Selena bir iyilik perisidir. Hikaye; 3 küçük kız Selin, Leyla, Nazlı'nın onu hapis tutulduğu bir kalemin içerisinden kurtarmasıyla başlar. İyilerin ve kötülerin amansız mücadelesi arasında kalan bu üç kız aynı zamanda kendi hayatlarındaki zorluklarla da başa çıkmak zorunda kalırlar. Pek çok zaman yardımlarına koşan ise Selena'dır.

Kızlar Selena'yı kalemin içerisinden çıkarınca Selena onları özel çocuklar olarak kılar ve onlara özel güçler verir. Bu güçler kızların yaşlarıyla sınırlıdır. Zor durumda kaldıkları zaman el ele tutuşup 3 kere Selena'nın ismini söylemeleri yeterlidir. Ayrıca Selena'nın en büyük düşmanı Hades'tir.

Selin, Leyla ve Nazlı'nın amcalarından başka akrabaları yoktur. Ve bu üç kız anne ve babaları öldüğü için amcalarının yanında kalmaya başlarlar. Fakat üvey yengeleri Aslı ve kızı Kıvılcım bu duruma ne kadar karşı çıksalar da Selin, Leyla ve Nazlı o evde kalmaya devam etmektedirler. Kıvılcım'ın okulu Fitnat Kolej'e başlarlar. Kıvılcım ve arkadaşları daha okulun ilk gününden Selin, Leyla ve Nazlı'yı çıldırtırlar. Öte yandan Selena kızların okuluna geldiğinde okul çıkışı Burak Öğretmen ile tanışırlar ve bir birlerine aşık olurlar. Aslı, Selinleri ne kadar evden atmak istesede Selinler hep işin içinden çıkarlar. Selena'nın kızlara verdiği özel güçler ise şöyledir:

Selin: Hayvanlarla konuşabilir. Selin okullarındaki Ozanla çıkmaya başlar. Kıvılcım'da Ozan ı selinin elinden almaya çalışır.

Leyla: Bazı eşyaları hareket ettirebilir. Daha çnce " Sihirli Annem " dizisinde "Ceren" karakterini canladırmıştır

Nazlı:Hızlı koşabilir.

Fitnat:Okulun sinirli müdüresidir. Gerçek adı Zuhal Topal dır. Daha Önce " Sihirli Annem " dizisinde "Suzan" karakterini canlandırmıştır. Ayrıca katıldığı " Şarkı Söylemek Lazım " adlı programda birinci olmuştu.

Her hafta yüce Honos adlı biri iyilik ve kötülüğün fazlalığına göre gizli odanın anahtarını verir.

SELENA adı Selin 'in SE'si, Leyla'nın LE'si, ve Nazlı'nın NA'sı ile oluşmuştur.


Dizinin Karakterli:
Selena=Sinem Kobal
Selin=Cansu Demirci
Leyla=Gizem Güven
Burak hoca=Gökhan Kesen
Ekrem=Hakan Altıner
Hades/Kinyas=Sinan Çalışkan
Kıvılcım=Hazal Şenel
Fitnat=Zuhal Topal
Aslı=Selda Özbek
Nazlı=Dilara Kurtulmuş
Honos=Kayhan Yıldızoğlu
Eski Demeter=Aslıhan Güner
Yeni Demeter=Hale Hazır
Deber=Ahmet Baki Kurtuluş
Ozan=Serkan Şenalp

kavak yelleri


Yazları cıvıl cıvıl, kışları ise ıssız bir Ege kasabasında yaşayan Deniz, Aslı, Efe ve Mine herkese kendi hikayesinden bir şeyleri hatırlatacak. Mutlu ve güvenli ailesinden kopup kendi yolunu bulmaya, büyümeye çalışan Deniz; idealist, güçlü, maddi zorluklara rağmen okuyan, hayata karşı sert görünmeye çalışan hassas Aslı; rahat ve esprili tavırlarıyla içindeki acıyı saklamaya çalışan Efe. Ve ayrık otu, isyankar Mine.
Sıkı dostluklar, ilk aşklar, ÖSS baskısı, okul, aşılmaya çalışılan aile sorunları herkese tanıdık gelecek. Büyümenin zorlukları yetmezmiş gibi, kahramanlarımız bir de ÖSS’yle savaş vermekte ve artık büyük gün de yaklaşmaktadır. Akıllarının başlarında olmadığı bir dönemde hayatlarının en önemli sınavına girip, en önemli kararını vermeleri gerekmektedir.


Büyüyenlere ilk gençlik günlerini hatırlayacak, başında kavak yelleri esenler ise kendilerini bulacakları Kavak Yelleri’nin ilk bölümünün konusu ise şöyle
Üniversite sınavının yaklaşması Aslı (Pelin Karahan), Deniz (İbrahim Kendirci) ve her ne kadar umursamıyor gibi gözükse de Efe’nin(Dağhan Külegeç) üzerindeki baskıyı arttırmaktadır.Kısıtlı maddi imkanlarına rağmen başarılı ve gelecek vaat eden Aslı, bir yandan ÖSS’ye hazırlanmakta, diğer yandan da aile içindeki sorunlarla uğraşmaktadır.Deniz, kariyer sahibi annesi ve idealleri peşinden koşan babası ile sorunsuz ve pırıltılı ailede bir prens gibi yaşamaktadır. Herkesin isteyeceği bir evi, özeneceği bir hayatı vardır. Deniz için hayatının en büyük ve tek engeli ÖSS’dir.Efe neşeli ve takmaz tavırlarını ÖSS konusunda da sergilediği için Deniz ve Aslı, Efe’ye kızgındır. Efe’nin bu tavırlarında ise başka nedenler yatmaktadır.Üç sıkı dostun hayatı Mine’nin (Aslı Enver) okula gelmesiyle değişir.Mine, Almanya’dan yeni gelmiş güzelliği ve çekiciliğiyle bütün dikkatleri üstüne çekmiştir.Mine güzelliğiyle Deniz’i de büyüler. Deniz’in bu halleri Aslı’nın kendi duygularını keşfetmesine yol açar.Efe ilk görüşte aşka inanmaktadır.Hayallerinin kadını birden ortaya çıkar.Ama aşkının kim olduğu hem onu hem de arkadaşlarını şok edecektir.Diğer yandan Urla bir hırsızlık olayıyla çalkalanmakta, hırsız her yerde aramaktadırlar. Aslı, Deniz ve Efe bir anda kendilerini olayların içinde buluverirler…

Yapım: TİMS Productions
Yönetmen: Kerem Çakıroğlu
Yapımcı: Timur Savcı
Senaryo: Nükhet Bıçakçı – Pınar Ordu
Müzik: Pinhani
Oyuncular: Dağhan Külegeç (Efe) Pelin Karahan (Aslı) Aslı Enver (Mine) İbrahim Kendirci (Deniz) Ege Aydan (Murat), Ayten Uncuoğlu (Ayşe), Altan Gördüm (Kamil), Gülen Karaman (Leman), Nurcan Eren (Hafize), Ferit Aktuğ (Metin), Didem İnselel (Gönül), Münire Apaydın (Canan), Şebnem Doğruer (Şükran), Tayfun Sav (Salih), Erol Aksoy (Osman), Faruk Karaçay (Nevzat Hoca), İbrahim Raci Öksüz (Şevket Hoca)

26 Nisan 2009 Pazar

avrupa yakası

Avrupa Yakası, ait olmak istediği havalı Nişantaşı hayatı, çalıştığı moda dergisi, tam bir beyaz Türk olan aşık olduğu erkek ve bu dünyanın tam zıttı hayat görüşüne sahip ailesi arasında kalmış genç bir kadını konu alıyor.

Dizinin yapımını Plato Film-Sinan Çetin, yönetmenliğini Jale Atabey Özberk üstleniyor. Senaryosunu, başrolünü de oynayan Gülse Birsel yazıyor. Gülse Birsel’in canlandırdığı “Aslı” karakterinin babasını Gazanfer Özcan, annesini Hümeyra, kardeşi Volkan’ı ise Ata Demirer oynuyor.

Dergi ekibinde Levent Üzümcü (Cem), Şenay Gürler (Fatoş), Bülent Polat (Şesu), Hale Caneroğlu (Yaprak), Yıldırım Öcek (Patron), Evrim Akın (Selin) yeralıyor. Veysel Diker (Tacettin), DJ Yavuz (Sertaç) ve Vural Çelik (Kubilay) diğer rolleri paylaşıyor.

serseri dizisi

2003 yılında Okan yalabık ve gamze özçelikle oynanan dizi bence gönüllerde bayabir yer etti arkadaşklar ben bu diziyi geri istiyorum Buradan ne kadar sesimi duyururum bilmiyorum ama okan bey su anda baska bir proje yada planınız yoksa dizi devam edebilirmi? ben baya bi sevmıstım.....

prison break

Çoğu kişinin aksine Michael hapse girebilmek için her yolu deniyor. Yılın en büyük kaçış denemesi yolda!

Michael Scofield (Wentworth Miller) çaresiz durumdadır. Sansasyonel bir cinayet davası yüzünden idam cezasına mahkum olan ağabeyi Lincoln Burrows (Dominic Purcell) Fox River Devlet Hapishanesi’nde infazını beklemektedir. Bütün deliller aksini kanıtlasa da Michael kardeşinin suçsuz olduğuna inanır. Lincoln’un infazı yaklaşırken başka seçeneği kalmadığını düşünen Michael ağabeyine yardım etmek için hapse girmeyi göze alarak bir banka soygunu gerçekleştirir. Hapishanenin planlarını ele geçiren inşaat mühendisi Michael, ağabeyini kaçırıp masumiyetini kanıtlamak üzere çok detaylı bir plan yapar. Ancak Michael hapise girdiğinde, Lincoln’un idamının ardında çok büyük bir devlet komplosunun varolduğunu öğrenir. Michael bir taraftan firar için cüretkar planını gerçekleştirmeye çalışırken diğer yandan dizinin her bölümünde bulmacanın bir parçası daha ortaya çıkar.

binbir gece

Hayatının karanlık bir döneminde, kaderin ağır sınavından geçen bir kadının dramı!

Genç ve dul bir kadın olan Şehrazat’ın 5 yaşında lösemi hastası bir oğlu vardır. Uzun aramalardan sonra oğlu Kaan’ın ilik nakli için uygun bir donör bulunur, ancak Şehrazat çok kısa bir süre içinde tedavi için gereken yüklü miktardaki parayı bulmak zorundadır. Şehrazat, önce bankaya kredi için başvurur, ardından kayınpederi Burhan Bey’in kapısını çalar ve son olarak da, henüz üç ay önce girdiği mimarlık şirketinden borç ister. Oğlunu kaybetme korkusu yaşayan ve tedavi parası için çırpınan Şehrazat, hiç beklemediği bir teklifle karşı karşıya kalır. Kaderin kıskıvrak yakaladığı Şehrazat hayatının en önemli seçimini yapmak zorundadır.

Kayınpeder Burhan Bey, torununun tedavisi için para isteyen Şehrazat’a ne cevap verecek? Şehrazat, kadınlara güvenmeyen ve hepsinin birer servet avcısı olduğunu düşünen patronu Onur’dan borç alabilecek mi? Şehrazat oğlunu yaşatabilecek mi?

Genel Konu :
Şehrazat, ataerkil bir ailenin oğlu olan Ahmet’le ailenin şiddetle karşı çıkmasına rağmen evlenmiş, bir çocuğu olmuştur. Oğulları henüz bir yaşındayken Ahmet trafik kazasında ölmüş, Şehrazat oğluyla hayat mücadelesine atılmıştır. Ancak genç kadının talihsizliği bu kadarla kalmamış, oğlunun lösemi olduğunu öğrenmiş, tedavisi için canla başla çalışmaya başlamıştır.

Hikaye Şehrazat’ın oğlunun tedavisi için 200 bin dolar bulmak zorunda kalması ile başlar. Tedavi belirlenmiş, Kaan’a ilik verecek donör Azerbaycan’da bulunmuş, iş paraya kalmıştır. Şehrazat önce çok varlıklı bir adam olan kayınpederi Burhan Bey’e başvurur. Sonuç alamaz.

gümüş dizisi

Başrollerini Kıvanç Tatlıtuğ, Songül Öden, Ekrem Bora ve Güngör Bayrak'ın paylaştığı dizinin yönetmeni Kemal Uzun.

Yoksul bir genç kızın kendisine verilen şans öpücüğünü iyi kullanıp yükselmesi... Kendi kaderini kendisinin yaratması ve zirveye talip olması... Güçlü ve akıllı günümüz "Külkedisi"nin heyecan veren serüveni...

Senaryo Yazarları

Adı Soyadı
Sema Ergenekon

Kubilay Tunçel

Eylem Canpolat


Yapımcılar

Adı Soyadı
İrfan Şahin


Yönetmenler

Adı Soyadı
Tarık Alpagut

Kemal Uzun

erkekler ağlamaz dizisi

Atv'nin yapımcılığını üstlendiği üstlendiği dizinin başrollerini; Serhat Tutumluer, Demet Evgar, Şebnem Sönmez, Emine Şans Umar, Engin Alkan, Tülay Bursa, Hakan Büyüktopçu, Ayfer Dönmez, İsmet Üstekin, Hüseyin Erkanlı, Genco Çağlar, Selçuk Arıkan, Mehmet Usta, Hakan Meriçliler, Sevgi Berna Biber, Ferit Kaya, Iraz Yöntem, Zeyno Üstünışık, Fatih Dönmez, Misak Toros paylaşıyor.



Murat yıllar önce motokros yarışcısıyken Zeynep'le İstanbul'da tanışmış, deli gibi bir aşkla birbirlerine bağlanarak evlenmişler. Ancak sevgilerinin meyvesi olan, Emre (Boncuk) doğduktan sonra herşey değişmeye başlamıştır. Mutlu halleri zamanla bozulmuş, olaylar Zeynep'in evi terk etmesine kadar varmıştır. Boncuk ve Murat o günden sonre bir daha Zeynep'i görmemiştir. Boncuk annesinin öldüğünü bilmektedir. Zeynep ise yıllardır Murat'la oğlunu aramaktadır. Murat için İstanbul'a gitmek anılarıyla ve acılarıyla yüzleşmek demektir. Üstelik karısından sakladığı oğlunun elinden alınmasından korkmaktadır. Ancak Murat'ın hesaba katmadığı bir şey vardır. Kim bilir belki de Zeynep onlara gittikçe yaklaşmaktadır! Zeynep bir iş için geldiği Safranbolu'da yıllardır özlemini çektiği oğluna kavuşur. Oğlunu yanına almak ister. Boncuk iki arada bir derede kalır. Bir tarafta yıllardır görmediği güzel annesi, diğer yanda kendisine hem anne hem baba olmaya çalışan, kendi canı gibi sevdiği babası Şampiyon! Motokros yarışcısı bir baba, idealist mimar bir anne, paylaşılamayan 4 yıldır annesinden kaçırılan bir çocuk ve unutulan değerlerimizden biri olan panayırda hayata tutunmaya çalışan insanları anlatan 'Erkekler Ağlamaz' hafta içi her salı atv ekranlarında izleyicisiyle buluşuyor.

sıdıka dizisi

Mahallede yayılan deprem söylentileri üzerine Saka ailesi geceyi dışarda geçirme kararı alır. Mahallede tek katlı eve sahip olan Sıdıka ve ailesi mahallelinin hücumuna uğrar.

Sıdıka bu yayılan söylentilere kesinlikle inanmaz. Hocalara gidip dua okutan mahalle sakinleri bile vardır. Depremin olacağı gece gelir, çatar. Tüm mahalleli beklenmedik bir olayla karşılaşır. Herkesin evi soyulmştur.

gemilerde talim var

Gemilerde Talim Var”, denizcilik okulunda yaşanan kahkaha dolu bir macera.. Elbette bu denizcilik okulu alıştığımız denizcilik okullarına pek benzemiyor. Müdüründen hocasına, sekreterinden öğrencisine hepsi bir başka alem...

Okulun müdürü Sedat Hoca; 45 yaşlarında emekli bir Deniz Albayı. Tek amacı çok iyi denizciler yetiştirmek olan Sedat Hoca, en büyük yardımcısı emekli Astsubay Eşref hoca ile bu yola baş koymuş..Elbet başka hocalar da var bu okulda.. Sedat Hoca için ölümü bile göze alacak kadar aşık olan Özlem Hoca, güzel olduğu kadar akıllı da olan psikolog Selin Hoca...

Okulun öğrencileri ise kimi duygusal,kimi takıntılı, kimi çapkın kimi yemekten başka bir şey düşünmüyor. Kimi yüzme bile bilmiyor,ama denizci olmak istiyor kimi zengin kimi fakir..Yani toplumda hep karşılaştığımız tipler...
“GEMİLERDE TALİM VAR” işte bu çılgın olduğu kadar sıcak hayatlara, denizcilik okulunda yaşayanların dünyalarına komedi penceresinden bakıyor...Onların birbirleriyle ve çevreleriyle ilişkilerini dile getirirken duygularını,sevgilerini,arzularını,sevinçlerini hüzünlerini anlatıyor.

deli yürek

Yusuf'un şirketi mali krize girer, Zeynep ise yurtdışına gitmeye hazırlanmaktadır...
Zeynep yeni işi ile ilgili olarak Levent'le birlikte yurt dışına çıkacaktır. Bu arada Yusuf içerdeyken şirketin durumu kötüleşmiştir, ekonomik krizden etkilenmiştir. Gülçin, Yusuf'a banka kredilerinin bir an önce kapatılması gerektiğini hatırlatır. Savaş Doğan, Ağabey'in evi üzerine kurduğu oyunu sürdürür. Gizli kamera ile evin içinde olup biten herşeyi kaydeder. Bu arada Ali'nin Nazlı ile arasındaki gerilim de giderek artar. Tur*** ile Yusuf arasındaki savaş da devam etmektedir..

ıhlamurlar altında

Ihlamurlar Altında...

Varoşların güzelliğiyle dillere destan Elif'i, gönlünü mahallenin yürekli delikanlısı Yılmaz'a kaptırmıştır. Dürüstlüğüyle çevresindekilerin sevgisini kazanmayı başaran Yılmaz'ın gözü Elif'den başka kimseyi görmez. Birbirlerine deli gibi aşık olan Yılmaz ve Elif'in tüm arzuları evlilik hazırlıklarını bir an önce bitirip, birbirlerine kavuşmak ve masallardaki gibi hayatları boyunca mutlu olmaktır.

Yılmaz bir gümrükte, Elif ise çok büyük bir tekstil fabrikasında işçidir. Elif'in güzelliğini tek fark eden Yılmaz değildir. Tek-Stil fabrikasının veliahttı Ömer de Elif'i görünce büyülenmiş ve yakın takibe almıştır. Varoşlardan çok uzakta zengin bir hayat yaşayan Ömer ve kız kardeşi Filiz için samimi bir aşka sahip olmak en büyük zenginliktir. Filiz yurtdışında eğitim görmüştür ve işinde çok başarılıdır. Başarılı olmadığı tek konu ise aşktır. Filiz, tanımasa da Yılmaz'ın Elif'e olan sevgisinden etkilenir. İçten içe, Yılmaz gibi bir erkeğin karşısına çıkacağı günü bekler, belki de beklediği beyaz atlı prens Yılmaz'dan başkası değildir.

Elif yaşadığı yoksul hayattan bıkmıştır. Bazen alamayacağı elbiselere bakarken özendiği zengin yaşamın hayalini kurar. Elif için para ve gösteriş ne kadar önemliyse Yılmaz için de o kadar önemsizdir. Aralarındaki en büyük uçurum budur.
Beklenmedik bir kaza Elif, Yılmaz, Ömer ve Filiz'in kaderlerini birleştirir. Elif'in patronu Ömer otomobiliyle Yılmaz'a çarpar. Yılmaz kazayı ucuz atlatmıştır. Bu kaza Yılmaz'a ve Elif'e birbirlerine verdikleri değeri hatırlatır. Elif'in annesi Müjgan kızının Yılmaz ile kendisi gibi yoksul bir hayat yaşayacağı fikrindedir, yol yakınken Yılmaz'ı bırakmasını söyler durur. Elif'in ise kararı kesindir, Yılmaz ile evlenecektir.
Yılmaz çalıştığı gümrükte kaçak insan ticareti yapanların oyununu bozar. Dikkati sayesinde yabancı uyruklu birinin hayatını kurtarırken diğer taraftan işlerini bozduğu kişilerin düşmanlığını kazanır.

Ömer, Elif'i gördükten sonra ona daha yakın olabilmek için elinden geleni yapar. Sırf Elif'e baktı diye adam döven Yılmaz, Ömer'in farkında değildir. Ömer, Elif'in tanıdığı diğer kızlardan faklı olduğunu hisseder. Onu Elif'e doğru çeken bir şey vardır, yoksa bu aşk mıdır?

acemi cadı

Oyuncular

Adı Soyadı Dizideki Karakteri

Merve Boluğur Ayşegül

Şenay Gürler Selda

Nergis Kumbasar Melda

Celal Kadri Kınoğlu Dilaver (Okul Müdürü)

Çağkan Çulha Selim

Dicle Alkan Ceren

Levent Sülün Hulki Hoca

Billur Yazgan Tuğçe

Tuğçe Taşkıran Berna

Gökdeniz Tüzün Ebru

Cenk Gürpınar Cenk

Haluk Levent Karataş Murat


Senaryo Yazarları

Adı Soyadı
Haluk Özenç


Yapımcılar

Adı Soyadı

Yönetmenler

Adı Soyadı
Feride Kaytan

25 Nisan 2009 Cumartesi

hatırla sevgili

Oyuncular:
Beren Saat
Cansel Elçin
Okan Yalabık
Avni Yalçın
Engin Şenkan
Lale Mansur
Ayda Aksel
Hüseyin Avni Danyal
Nergis Öztürk
Yapım:atv
Yönetmen:Faruk Teber
Senaryo:Nilgün Öneş, Şebnem Çıtak, Aylin Alıberen
Müzik:Kemal Sahir Gürel, Erdal Güney, Hüseyin Yıldız

doktorlar

Türkiye'nin en iyi hastanesi yeni asistanlarıyla yeni bir güne başlamaktadır... Ela, Zenan, Burak, Kader ve Hasan! Farklı karakterleri ama ortak bir hedefleri vardır onların. İyi bir doktor olmak!

Ela; ünlü bir cerrahın kızıdır. Herkesin düşündüğünün aksine bu durum hayatını hep daha da zorlaştırır. Hastanede geçecek günlerini zorlaştıracak biri daha vardır. Pek de hoş bir tanışma geçirmediği beyin cerrahı Levent...

Nedeni belirlenemeyen epilepsi krizi geçiren ünlü aktör ilk hastasıdır. Ölümün sınırından dönen aktör, çekilmez davranışlarıyla Ela'yı da canından bezdirir.

Zenan diğerlerine hiç benzemez. Sert, kuralcı, hırslı biridir. Hastaneye getirilen töre kurbanı genç bir kızın dramına ortak olur. Hem bir doktor hem de doğulu bir kadın olarak.

Kader; kusursuz güzelliği başına hep bela olmuştur. Güzel olmak zordur, hem doktor hem güzel olmak daha da zordur. Ancak o kimsesiz büyümenin acısını, doktor olabilmek için çektiği zorlukları asla belli etmez.

Hasan; hastaneye gelen yeni evli çifti mutlu edebilmek için elinden geleni yapar. Kocası kalp ameliyatına giren geline bir söz verir. Oysa doktorluğa başladığı ilk gün alacağı bu ders oldukça ağır olacaktır. Üstüne bir de girdiği ameliyatta yaşadıkları… O artık bir MB'dir. Yani doktorların kendi aralarında dedikleri gibi "Morg bekçisi!"

Burak, fazla yakışıklı fazla ukaladır. Her şeyi çok iyi bildiğini düşünür. Tam bir baş belasıdır yani. Cerrahi Bölüm şefi Haldun'la karşı karşıya gelecektir. Gestapo lakabıyla bilinen ve yeni doktorların şefi Dr. Fikret ise hepsinin kabusu olacaktır.

En az Levent kadar parlak bir kariyere sahip olan Dr. Suat'ın ise tek bir amacı vardır. Haldun'dan boşalacak yere geçebilmek. En büyük rakibi de Levent'tir elbet. Başarılı, sürprizlerle dolu, yakışıklı romantik biraz da gizemli biridir o. İlk tanıştıkları andan itibaren Ela ile aralarında kopmayacak bir bağ oluşacaktır.

emret komutanım

Bir iki ufak ülkeyi saymazsak dünyadaki bütün ulusların ülkelerini savunmak için bir orduları vardır ve bunların birçoğunda, bizdeki gibi askerlik zorunludur. Ama bu zorunluluğu vatani görev olarak addeden; görevini ifa etmek üzere kıtasına giderken davullarla zurnalarla uğurlanan; görevinin zorluğuna bakmaksızın, vatana hizmet etmek için ileri atılan ve sonunda, görevini tamamladığında, gözleri çakmak çakmak, gözleri gururla parlayarak evine dönen bir ulus, bir asker, bir Mehmetçik daha yoktur dünya üzerinde...

Yaşadığı zorluklar yok mu; tabii ki var... Kim ister "baba ocağından, ana kucağından" ayrılmayı... Ya da arkasında sevdiğini bırakıp gitmeyi... Onca zaman sevdiklerinden ayrı kalmak zordur. Ama vatana hizmet etmek için hepsine katlanır Mehmetçik... Zaman zaman geride bıraktıklarını düşünüp gözleri buğulansa da yeni evinde kendine yeni kardeşler, yeni arkadaşlar bulur.

Yapanlar bilir; başka bir tadı, başka bir havası, hatta başka bir lisanı vardır asker ocağının... Görev hakkıyla yerine getirildikten sonra keyifli bir oyundur her şey. Şakalaşmalar, takılmalar, gazinoda oturup anlatılan "sivillik" anıları, askerden sonrası için kurulan hayaller... Kocaman bir sınıfta gibisinizdir; komutanlarınız öğretmenlerinizdir; size görevlerinizi öğretirler, derdiniz olduğunda dinler, çoğu zaman evlerine gitmek yerine sizinle beraber kalırlar bu kocaman sınıfta... Ödevinizi, görevinizi yaptıktan sonra aynı okulda olduğu gibi arkadaşlarınızla şakalaşır, spor yapar, keyifli zamanlar geçirirsiniz.

İşte bu; vatani görevini yapmak için ileri atılan, her türlü zorluğa katlanarak ödevini yerine getiren ve sonrasında keyifle gülüp eğlenen Mehmetçiğin, bizim Mehmetçiklerin hikâyesi... Anadolu'nun bir köşesinde, görevli oldukları taburda yaşanan dostlukların, özlemlerin, dayanışmaların, keyifli anların hikâyesi...

Oyuncular

Adı Soyadı Dizideki Karakteri
Mehmet Ulay Albay Muzaffer

Sarp Levendoğlu Üsteğmen Levent

Demet Evgar Üsteğmen Çiğdem

Naci Taşdöğen Başçavuş Ahmet

Ufuk Özkan Terliksi Vedat

Arda Kural Posta Ferit

Sermiyan Midyat Arıza Hamza

Engin Hepileri Sinyor Seyfi

Ruhi Yapıcı Yazıcı Mehmet

İsrafil Köse Laz Çavuş Cemal

Mehmet Kurt Tosun Paşa

Nil Erkoçlar Foto Fato

Damla Debre Suzi

Bora Karakul Kartopu

Orçun Kaptan Astek Kerim

Ferdi Kurtuldu Jumbo Gökhan

Sinemis Candemir Hemşire Melek

Şebnem Scheffer Hemşire Alev

Seda Akman

Halil Kızbaş

Başay Okay Kerime

Orhan Aydın Osman Bey

en son babalar duyar

Dizide, geçim sıkıntısı içinde bulunan orta sınıf bir ailenin çocuklarının büyümesiyle ortaya çıkan aile içi iletişim problemleri, hayaller, sevgi, saygı gibi konular işleniyor.

Güçlü kadrosu ve son derece eğlenceli senaryosuyla bir ekran klasiği haline gelen En Son Babalar Duyar, izleyicilerin gözdesi olmaya devam ediyor. Lüks bir yalıya taşınan sevimli ailede her bölümde sürprizli olaylar birbirini kovalıyor. Olaylara en karmaşık yollardan çözüm bulmaya çalışan “Hallederiz Kadir", oğlunun her türlü üçkağıdına karşı tetikte olmaya çalışan babası Kudret Bey, ev halkı ile kocasının arasında arabuluculuk yapmak için çabalayan Bahriye Hanım, kocasını doğru yola çekmeye çalışan Hülya, Dombili Hasan, Entel bacanak Tankut, karısı İpek, Sinan, Müjgan, Rafi ve Çaça gibi dizinin tüm kahramanları ekranda sevenleriyle buluşuyor.

Oyuncular

Adı Soyadı Dizideki Karakteri
Ayşegül Atik Şükran Yalçın

Ali Erkazan Mehmet

Arzu Balkan İpek

Ali Sunal Mustafa

Burçak Işımer Defne

Hatice Aslan Kaleli Hülya

Erdem Baş Hasan

Levent Ülgen Kadir

Ortans Kıvanç Sevinç

Metin Coşkun Sinan

Aktan Doğrar

Fatih Akyol Tolga

Gülseren Gürtunca Müjgan

Cansın Özyosun Pelin

Jale Azaklı Ceren

Mehmet Ali Erbil Semih

Zerrin Etikmen Kadir

Selahattin Taşdöğen Kudret

Cem Emüler Tankut

Max Bendo Rafi

Jinet Zalma

Asuman Özinci

Nevin Efe

Rebi Levi

İlhan Daner

Emrah Sönmez

Sedat Kalkavan

Cemal Ustaoğlu

Banu Fotocan

Ahmet Bozali

Gökhan Parlar

Suat Güzey Ev Sahibi

Somer Karvan

Tuncay Kaynak

İhsan Ustaoğlu Cevat

Numan Çakır

hacı dizisi

Ayşe'nin kaçırılışının ardından kalp krizi geçiren Zarife'nin ani ölümü Gesili ailesini yasa boğar.

Faruk Gesili'nin şişlenmesi sonrasında sorgulanan Pis Kamil'in, Faruk'u şişlemesinin gerçek nedenini söylemesi Özel Birim'in kafasını iyice karıştırır, fakat bu aynı zamanda onlar için büyük bir ipucu olacaktır.

Ertelenen ihalenin Almanya takipçisi Michelle Avril, büyük bir cezaya çarptırılır.

Karısını da kaybeden Hayrullah Gesili ise, kendisinden kızının hayatı karşılığında yüklü miktarda fidye isteyen İlahi Adalet Örgütü'nün evine İsmail Tarhan'ın yardımlarıyla gider, buluşma yerinde Hacı ummadığı biriyle karşılaşır, çıkan çatışma sonucu iki taraf da ağır kayıplar verir.

adak dizisi

Kemal, Nazlı'yla evlenmeyi kafasına koymuştur. Zeynel'e Nazlı'yı boşayıp, Yaren'le yeniden evlenmesini söyler. Zeynel Nazlı adına bu duruma tepki gösterir.

Arif'in ölümünden sonra İstanbul'daki diğer adamları polise konuşmuş ve Cemal'in adını vermişlerdir. Bu gelişme haberlere yansır. Raziye çok huzursuzdur. Cem haberleri duyunca emniyete giderek araştırmalara yardımcı olmak ister. Nasıl olsa artık tüm Nevşehir eski bir komiser olduğunu öğrenmiştir.

Raziye, Nazlı ve Zeynel'in kendisinden habersiz boşanma davası açtığını öğrenir ve deliye döner.

Nazlı'nın korktuğu başına gelir; Cem'le buluşmaya giderken yolda Kemal'le karşılaşır. Bu Nazlı için hiç de iyi olmayacaktır.

Kemal, Cem'e bir ders vermeye niyetlidir. Rüveyda, Kemal'i engellemeye çalıştıkça Yakup, çıldırır.

Kemal, Nazlı'dan hiç beklemediği bir tepkiyle karşılaşacaktır. Bunun sonrasında Cem'le Kemal karşı karşıya kalırlar...

yanık koza

Galip Hanzade'nin izini bulmuş, Arif ve adamlarının da yardımıyla adadaki evin etrafını çevirmiştir. Galip'in içeri girmek konusundaki sabırsızlığını anlayan Arif, onu sabahı beklemek konusunda ikna edecektir.

Bu sırada İstanbul'daki evde de Esmanur zor anlar yaşamaktadır. Annesinin onu terk ettiğine inanan Ömer, bütün geceyi kabuslar görerek geçirmektedir. Torununun başında sabahı eden Esmanur, Galip'in Hanzade'yi bulması için dualar edecektir.

Sabah olduğunda Arif ve adamları, evi kuşatacak ve Semih'i Hanzade'yi bırakmak konusunda ikna etmeye çalışacaklardır. Ancak Semih o kadar çabuk pes edecek bir adam değildir. Karşısındaki Kara Arif bile olsa.

İki tarafın da Hanzade'yi istemesi çatışmalar ve uzun süren kovalamacalar yaşanmasına neden olacaktır.

Finalde Hanzade'yi kimin alacağı ise beklenmedik bir sürprizle belli olacaktır.

ayrılık dizisi

1980�lerin başında ASALA terör örgütü, Sovyet Hapishanelerinden tetikçi toplamaktadır. Yunus, bu işi organize eden -Talat Paşa�nın katili- Sogomon Teilerian�ın yeğeniyle karşılaştığında mecburen Agah�a dönüşeceği süreç de başlamıştır� Yeliz, mahkeme kanalıyla Fatih�i almaya gelir. Çocuk annesine dönmeyi reddeder. Kerem�in bir çözüm bulması gerekmektedir ve Fatih�i alabilmek için evlenmekten, düzenli bir hayata geçmekten başka çaresi yoktur. �Çocuğuma anne mi, yoksa kendime ikinci bir eş mi seçeceğim� ikilemindeki Kerem, beklemediği bir teklifle şaşırır� Aslı�nın Amerika�dan dönerken getirdiği ASALA örgüt CD�lerinin arasında 1991-Atina Suikastına dair görüntüler de vardır. Üstelik bu suikastta Ferruh�un oğlu yani Merve�nin kocası şehit edilmiştir. Hesapta olmayan şeyse Tuğçe�nin bunu herkesten önce gizlice de olsa fark etmesidir�

kara duvak

Gülbiye, tehditler savurarak Merdan'ı eve geri götürür. Buluşma yerine daha sonra gelen Süreyya ise Merdan'ı orada bulamayınca büyük hayal kırıklığı yaşar. O�nun geldiğini bilmeyen Merdan da Süreyya'ya karşı kırgındır. İki tarafın arası iyice açılır.

Bu arada, İstanbul'dan Süreyya'ya danışmanlık yapmak için gelen mühendis Cenk, Mevlütoğlu ailesi ile tanışır ve Berfin'in sosyal çalışmalarına destek verir. İkisinin bağevinden çıkarken yalnız görülmeleri şehir ve aşirette söylentilere yol açar. İş büyür. Haşim Mevlutoğlu da gelinini suçlar. Bu iftirayı gururuna yediremeyen Berfin, Yiğit'in Merdan'la Süreyya'nın çocuğu olduğu gerçeğini herkesin ortasında açıklayarak evi terkeder, babasının yanına döner. Bunun üzerine büyük bir şok yaşayan Merdan çocuğunu da alıp Süreyya'ya gitmeye kalkınca Gülbiye, üzerine benzin dökerek kendini yakma tehdidinde bulunur

şöhret

Düğünün üzerinden dört yıl geçmiştir. Gülşen bu geçen zamanda şöhret basamaklarını hızla tırmanmıştır. O artık, tüm medyanın yakından takip ettiği ünlü yıldız Işıl Türker'dir. Şöhretin gerektirdiği gibi lüks içinde yaşamakta, her geçen gün başarısı artmaktadır. Tüm bunlar evlilik hayatını olumsuz etkilemektedir. Sürekli yerinde sayan ve Gülşen'in yükselişinin altında ezilen Mert, gittikçe huzursuz, problemli bir adam haline gelmektedir. Gülşen bu durum karşısında çaresiz kalmakta, sevdiği adamı tanıyamamaktadır. Ayrıca birbirlerinden çok önemli iki gerçeği saklamaktadırlar. Mert'in Lale'den bir oğlu olmuştur. Gizlice çocuğunu görmekte ve onlara maddi destek vermektedir. Gülşen ise kızlarıyla ilgili gerçeği Mert'e açıklamamıştır. Pelin Gülşen'i halası zannetmektedir. Gülşen ailesini yanından ayırmamıştır. Gülşen'in gösterişli villasında birlikte yaşamaktadırlar. Hepsi bu zengin yaşantıya adapte olmuş, büyük değişimlere uğramışlardır. Serkan ise hapistedir, çıkmasına az bir süre kalmıştır. Müberra bu geçen zaman iyice düşüşe geçmiştir. Yardımcısı Nebahat'le birlikte sürekli planlar yapmakta. Fakat tüm kapılar yüzüne kapanmaktadır. Artık sadece "Işıl Türker'in kayınvalidesi"dir medyanın gözünde. Bu da onu çileden çıkarmaktadır. Gülşen'e olan hırsı her geçen gün artmaktadır. Gülşen zor günler geçirmektedir, hem şöhretin ağır yükünü taşımakta hem de evinde huzursuzluk yaşamaktadır. Düğünden sonra yurt dışına giden ve dört yıl boyunca dönmeyen Tuğra ise, tam da bu dönemde kesin dönüş yapacaktır.

duvar dizisi

"Gecekondularla malikaneleri, Zenginlerle yoksulları, Kentlilerle göçenleri tek bir duvar ayırır... Yıkmaya kimsenin gücü yetmez. Çünkü bu kaderin ördüğü bir duvardır... Ve kırılan her genç kalp için duvara bir tuğla daha eklenir.. "

Oyuncular:

Ege / Taylan Güner
İklim / Sinem Öztürk
Taylan / Bülent Çetinaslan
Yeşim / Özge Bent
Ozan / Oral Özer
İsa / Engin Baykal
Şerife / Özge Özaltın
Bahar /Seda Çetin
Nihan / Duygu Erokan
Umut / Onur Tokgöz
Sude / Senem Betil
Şafak / Ayberk Yılmaz
Melisa / Selin Yıldırım
Hasan / Volkan Gündüz
Sarp / Cüneyt Uzun
Onur / Ahmet Yaşar
Ali / Cihan Okan
Yasemin/ Arzu Gamze Kılınç
Nedim / Suavi Eren
Süreyya/ Mine Manavoğlu
Erol / Tur*** Tanülkü
Asiye / Lale Başar
Selim / Hakan Boyav
Mine / Canan Mutluer
Hakan / Yunus Ali Güner
Ayşenur / Nesrin İşçi

Yapım:Base's Production- Sergin Akyaz
Yönetmen:Süreyya Karakuş
Senaryo:Sergin Akyaz

En az otuz yıl önce kurulmuş, fakir bir gecekondu semti, KURUTEPE. İstanbul'da merkez çember genişlendikçe lüks yapılaşmalar da dibine kadar gelmiş. 15 Yıl kadar önce TEPECOUNTRY adıyla, spor tesisi, tenis kortu, kapalı havuzu, gösteri, eğlence ve alışveriş merkezi bulunan, lüks bir "villa-site" inşa edilmiş. Sitenin yığma taştan örülü, sarmaşıklı yüksek güvenlik duvarı, KuruTepe'yle TepeCountry'nin sınırı olmuş. O gün bugün, bir duvarla ayrılan bu iki bambaşka dünya birbirine değmeden yaşayıp gidiyor.Kurutepe'li gençlerin sosyalleşme ve eğlence alanları kısıtlı. Akşamları "Meydan" dedikleri, Tepe Country'nin duvarını ve onun kenarından akan geniş caddeyi gören bir alanda toplanıyorlar. Genelde delikanlıların toplandığı, mahallenin kızlarının yanlarında abileri yoksa pek de giremediği, erkek bir mekan. Tespihli, genelde arabesk ruhlu, racon kesen, ya işsiz, ya da boktan işlerde çalışan gençler, her akşam duvarın karşısındaki meydanda toplanıp gençliklerini yaşamaya çalışıyor. Hikayemiz, gençlerin, işlerinden, evlerinden, takıldıkları yerlerden çıkıp meydanda toplandığı, sıradan görünen bir akşamda başlar..

bebeğim

EKRANLARIN YÜKSEK REYTİNGLİ DİZİLERİNİN YILDIZLARI YEPYENİ BİR PROJEDE BULUŞACAK! ŞEYDA GESİLİYİ OYNADIĞI HACIDAN AYRILAN DOLUNAY SOYSERT, KURTLAR VADİSİNDEN SONRA HİÇBİR DİZİDE OYNAMAYAN ÖZGÜ NAMAL ALİYEDEN BARIŞ FALAY VE TİYATROCU TARIK ÜNLÜOĞLU, BEŞİKTAŞ KÜLTÜR MERKEZİNİN ÇEKECEĞİ BEBEĞİM DİZİSİYLE ARALIK AYINDA ATV EKRANINDA OLACAK!

Meral Okay'la birlikte dört kişinin senaryosunu yazdığı dizide Dolunay Soysert ile Özgü Namal, kardeş gibi büyüyen iki arkadaşı oynayacak. Yönetmenliğini Muharrem Gülmez'in yapacağı dizide, iki kafadar anne olmak için tıbbın bütün nimetlerinden faydalanacak.

yersiz yurtsuz

Bu her şeyden önce bir baba kız hikayesi... Baba sevgisinin bir genç kızın hayatını nasıl değiştirdiğinin hikayesi. Taş ustası Emrullah ile kızı Suna’nın insanın içini burkan hikayesi...
Yersiz Yurtsuz’ da konak yok. Konakların ‘Aşağıdakiler –Yukarıdakiler’ şeklinde yaşayan ahalisi yok. Ağa yok. Ağa karıları, metresleri yok. 4x4 arazi araçları yok. Traktör römorkunda işe giden kadın ve erkekler var. Tecavüz yok. Kendilerini birbirlerine emanet eden sevgililer var. Aşkın altında kalan, aşka inanmayan erkekler var. Kaderine razı olmayı aşk sayan kadınlar var. Aşkın her yerde –dağın başındaki o köyde bile- aşk olduğunu kanıtlayan kadınlar var. İnşaat Mühendisi Hüseyin ile baraj göllerinde dalgıçlık yapan İshak’ın cahil bir kızın güzelliğinde nasıl yandıklarının hikayesi var. Özetle:
Bu kimsesizlerin, kimliksizlerin hikayesi. Savrulmuşların, yolunu kaybettiğini fark edip, yeni bir yol arayanların... bu, hayata hiç hazırlanamayanların... bu her şeye provasız yakalananların, ağzı birkaç kez yananların, bu sığınmak için yürekten söylenmiş tek bir sözcük arayanların hikayesi: Yersiz Yurtsuz!

beyaz gelincik

Bembeyaz bir deniz görünümündeki uçsuz bucaksız pamuk tarlalarıyla Aslanbaş’lar, Adana’nın en zengin ailelerinden biridir. Binlerce dönüm pamuk tarlasının sahibi olan bu aile büyük bir çiftlik evinde yaşamaktadır. Aslanbaş Holding’in esas gözbebeği pamuktur. Pamuk gözbebeği olsa da diğer alanlarda da başarıyı yakalamışlardır. Aslanbaş’ların hizmetinde binlerce kişi çalışmaktadır. Tarlalarda ırgatlar, çiftlik evinde hizmetçiler, fabrikada işçiler, holdingteki çalışanlar… Aslanbaş Ailesi; ana-babaları ölmüş olan dört erkek kardeşten oluşur. Hikayemizin merkezinde de bu dört kardeş vardır.

Halil Aslanbaş (Altan Erkekli): Ailenin en büyük kardeşidir, 45 yaşındadır. ODTÜ Mimarlık mezunudur. Hayali, yurtdışında rahat ve kendince yaşamak, mimarlık yapmak olsa da en büyük erkek kardeş olarak; topraklarını bırakıp gitmesine izin verilmemiştir.

Ömer Aslanbaş (Erkan Petekkaya): 32 yaşında. Tarsus Amerikan Koleji mezunu. ABD’de işletme eğitimi almış. Batılı yetişmiş, bir doğulu. Ağabeyi Halil, işlerden elini çekmiş, tüm holdingin yönetimini ona bırakmıştır. Çok şık ve yakışıklı bir iş adamı.

Mustafa Aslanbaş (Mehmet Günsur): 28 yaşında. Okul hayatını yarım bırakmış. Ailenin en deli dolusu... Hayatı günü gününe yaşamayı seviyor. Otomobillere, motosikletlere ve benzer büyük oyuncaklara düşkün. Holding işlerine bulaşmadan hayatın tadını çıkarıyor.

Memed Ali Aslanbaş (İsmail Hacıoğlu): 22 yaşında ABD’de eğitimini bitirip Elektronik Mühendisi olarak Adana’ya yeni döndü. Rahat, esprili ve modern... Daha henüz holdingde ve hayatta neler olup bittiğinin farkında değil.

Hikayenin bir başka ana karakteri ise Ceren Durul... 25 yaşında Galatasaray Lisesi’ni bitirdikten sonra ABD’de Ziraat Mühendisliği okumuş. Düzgün hatlarıyla dikkat çeken, beyaz tenli, çok güzel bir kız. Aslanbaş Holding’de çalışıyor. Şirkette ceketi eteğiyle dolaşırken, gerektiğinde tarlaya eşofmanlarını, yerel kıyafetleri giyip dalabiliyor. Tarlalarda çalışan işçiler beyaz teni nedeniyle, pamuğa verilen “Beyaz Gelincik” ismini ona takmışlar.

Bütün olaylar; Ömer’in ilk kez “Beyaz Gelincik Ceren” ile karşılaşmasıyla başlar. Ondan sonrası; bir bir ortaya dökülen sırlar, bazen aşk bazen iktidar için söylenen yalanlar, merak içinde sonu beklenecek gelişmeler

iki yabancı

Cem Arifoğlu (Kerem Cem), Türkiye’nin önde gelen cerrahlarından ve bünyesinde çok sayıda özel hastahane bulunduran Sağlık Holding’in sahibi ve yönetim kurulu başkanı Mustafa Hasırcı’nın oğludur. Cem, dünyaca ünlü Harvard Üniversitesi’nin Tıp Fakültesi’nden mezun olup, Amerika Birleşik Devletleri’nin çok önemli hastahanelerinde pratisyen stajını tamamlayıp, uzman bir beyin cerrahı olarak yurda döner. Mustafa, uzun süredir Cem’i tüm hastahanelerinin ve Sağlık Holding’in başına geçirip emekli olmanın hayalini kurmaktadır, bu planını, Cem’in şerefine verdiği bir davette tüm yakın dostlarına ilan ettiğinde, büyük oğlu ve Cem’in ağabeyi Ömer, babasının yönetim kurulu başkanlığı görevine kendisini uygun görmemiş olmasına oldukça bozulur. Ama asıl şok Cem, yurda dönmeden önce Nevşehir’in Kara Ağaç Köyü’ndeki sağlık ocağında bir kaç yıl gönüllü olarak doktorluk yapmak için Sağlık Bakanlığı’na bir başvurduğunu ve bu başvurusunun sevinçle kabul edildiğini açıkladığında yaşanır. Mustafa, genç bir pratisyen hekim olarak tıp fakültesinden mezun olduktan sonra, zorunlu görev için Kara Ağaç köyüne atanmış ve karısı burda Cem’e hamile kalmış. Cem’in doğduğu gece, annesi büyük bir sorun yaşamış ve babası, annesini acilen şehir merkezindeki büyük hastaneye yetiştirmeye çalışırken, yağan sağanak yağmur ile Kara Ağaç’ın kıyısına kurulu olduğu Kızıl Irmak taşmış ve köyü kasabaya bağlayan köprü sel yüzünden yıkıldığı için, babası, karşı tarafa geçememiş ve Cem’in doğumundan hemen sonra annesi hayatını kaybetmiş. Babasından doğduğu gece olanları dinlediği andan beri, bir gün Kara Ağaç’a dönüp, köyde doktorsuz ve doğru dürüst bir tıbbi altyapı olmadan yaşayan köy halkına yardım etmeyi kafasına koymuş olan Cem, yurda döner dönmez bu emelini gerçekleştirmeye kararlıdır. Mustafa, oğlunun bu çılgın kararıyla yıkılır. Cem gibi, çok varlıklı bir aileden gelen bir çocuğun, İstanbul’daki lüks ve konforlu hayatı bırakıp, Kara Ağaç Köyü’nün zor koşullarını seçmesi, büyük bir kahramanlık gerektirmektedir. Cem, Kara Ağaç’a ulaştığında, sağlık ocağının yıkık dökük halini görünce, gözlerine inanamaz ve hemen sağlık ocağını adam etmek için kolları sıvar. Sağlık Bakanlığı’na talep ettiği özel rica ile, köydeki hiç kimse Cem’in gerçek kimliğini, yani çok varklıklı bir aileden geldiğini bilmeyecektir. Cem, kendini, sıradan bir devlet memuru babanın devlet memuru oğlu olarak lanse eder.

24 dizisi

Jack Bauer geri döndü. Şu ana kadar üç zorlu gününe şahitlik ettiğimiz özel ajan Jack, Amerikan Başkanı’nın hayatını kurtardı, Los Angeles’ta bomba tehlikesine karşı zamana karşı savaştı ve dünyanın karşı karşıya olduğu biyolojik silah tehdidini engelledi.

Jack Bauer uzun bir güne daha başlıyor. ABD’de diğer sezonlardan çok daha fazla izlenme oranı elde eden 4. sezon Los Angeles’a doğru yol alan bir trende bomba patlamasıyla başlıyor. Aslında ortada bir bomba patlamasından çok daha fazlası var. Bu seferki tehdit, artık Güvenlik Bakanı için çalışmaya başlayan Jack’i her zamankinden daha çok ilgilendiriyor. 24 saat hiç bu kadar uzun olmamıştı.

Battlestar Galactica

Miğferlerindeki bir sağa bir sola hareket eden ışıkla bilimkurgu tarihinin unutulmazları arasında yerini alan Cylon’lar (Saylonlar) geri dönüyor. Üstelik kendilerini geliştirmiş olarak. Artık, insanlardan ayırt edilemeyen yepyeni modelleri de var. Ve bir kez daha uzayın uzak bir köşesindeki insan kolonilerini yıkıma uğratıyor, savaş yıldızı Galactica ve yanındaki irili ufaklı gemilerden oluşan filonun peşine düşüyorlar.

80’lerin başında çocukluğunu yaşamış olanların çoğu, o parlak gümüş misali zırhları ***et iyi hatırlar. Göz niyetine miğferin ön kısmına konmuş, bir sağa bir sola doğru kayarak etrafı tarayan ışığın çıkardığı vınlamayı da. Cylon’lar (Saylonlar) TV’de bilimkurgunun unutulmaz “düşman”larındandı. İnsanlığın kökünü kazımaya niyetli görünen bu robot toplumu, parlak zırhları ve vınlayan kırmızı gözleri, ustalıkla kullandıkları yarım ay biçimindeki savaş gemileriyle, insanoğlunu amansızca kovalıyordu. Her biri birer askeri makineydi ve sayıları çok fazlaydı –hayatlarını onlardan kaçmakla ve bir taraftan da efsanevi “13. gezegen”i, yani Dünya’yı aramakla geçiren insanlar karşısında ezici bir üstünlüğe sahiplerdi.

Kahramanlarımızın Cylon’lardan kaçıp sağ kalma ve Dünya’ya ulaşma çabasını keyifle izlemiştik. O zaman bu zamandır, Galactica’dan ses seda çıkmamıştı. Tabii onun ve önderlik ettiği derme çatma filonun her zaman ensesinde olan Cylon’lardan da… Ama şimdi Cylon’lar geri dönüyor. Üstelik epey gelişme kaydetmiş bir hâlde. Artık o eski gümüşi parlak zırhlı “sentüryon”ların, daha atik, daha ince yapılı, kollarından silahlar ve deşici pençeler çıkarabilen yeni modelleri görevde. Ancak hepsi bu değil. Bir doktorun bile ayırt edemeyeceği şekilde, içiyle ve dışıyla insana tıpatıp benzeyen yepyeni Cylon’lar da var ortada. 12 farklı model. Rahatlıkla insanların arasına sızabilen, hatta bazısı kendisinin insan olmadığını bile bilmeyen, harekete geçirilmeyi bekleyen “uykuda ajan”lar. Bu yeni Cylon’lar 80’lerin başında yaşadığımız o parlak makinelerin yaşatmadığı bir şeyi yaşatacak bize: Koyu bir paranoya hissini. 40 yılı aşkın bir suskunluğun ardından 12 gezegendeki 12 koloniye karşı ani bir saldırıya girişen Cylon’lar, artık eskisinden daha karmaşık ve daha tehlikeli. Kim insan, kim Cylon, emin olamayacağız, hatta bazen, kendileri de emin olamayacaklar.

Desparate Housewives

Herkesi şaşırtarak, beklenmedik bir anda intiharı seçen Mary Alice Young, ‘oralardan bir yerden’ yakın dört arkadaşının yaşadıklarını anlatıyor.

Dört ev kadınının rutin yaşamları ne kadar sıkıcı ve tekdüze görünse de işin gerçeği hiç de öyle değil. Kendi küçük dünyalarında yaşadıkları deneyimler öylesine şaşırtıcı ki ‘mazbut ev kadını’ profiline hiç de uymuyor.
ABD’de rating rekorları kıran Desperate Housewives aynı banliyöde oturan, birbirlerine (ve aslında kendilerine) ne kadar mutlu oldukları yolunda oyunlar oynayan umutsuz ev kadınlarının hikayesi.

Susan Mayer (Teri Hatcher)
Altı yaşındaki kızını yalnız büyüten boşanmış bir kadın. Dört ev kadınının zaman zaman en umutsuz görüneni. Çok bilmiş küçük kızı Andrea, birçok kez ona akıl veriyor.

Lynette Scavo (Felicity Huffman)
Bir iş kadınıydı. İyi bir kariyeri vardı. Sonra dört çocuğu oldu ve toplantı odalarına veda edip ‘evinin kadını’ olmayı seçti. Eski günler ve ev yaşamı arasına sıkışmış bir karakter.

Bree Van De Kamp (Marcia Cross)
Ailenin kutsallığına inanıyor; ama diğer yandan ailesinde isyan çıkmak üzere. Temizlik, yemek, düzen saplantısı yüzünden sürekli bir sinir krizinin eşiğinde yaşıyor. Yüzündeki gülümseme, durumunun vehametini gizleyemiyor.

Gabrielle Solis (Eva Longoria)
Hayatta istediği her şeye kavuşmuş eski bir model.
Zengin bir eş, büyük bir ev, mücevherler ve bolca para...
Peki bu kadının 17 yaşındaki bahçıvanla ne işi olabilir ki?

Malcolm in the Middle

ÜSTÜN ZEKASIYLA MALCOLM, YUMRUKLARIYLA REESE, TECRÜBESİYLE FRANCIS
VE MASUM YÜZÜYLE DEWEY...

Yapımcılığını Linwood Boomer’ın üstlendiği Malcolm In The Middle adlı aile komedisinde yaşananlar ailenin en ‘normal’ ferdi Malcolm’ın gözünden anlatılıyor. Malcolm sıradan bir çocuk değil. IQ’su normalin üzerinde ve garip ailesiyle birlikte hiç de normal olmayan bir hayat yaşıyor. Dört kardeşler. Francis, Reese, Malcolm ve Dewey.
Malcolm, kardeşleriyle sert ev şakaları yapmaktan hoşlanan ve yaşıtları gibi okuldaki ‘sert çocuklardan’ çekinen yetenekli bir kaykaycıyken IQ’sunun normalin üzerinde çıkmasıyla hayatı değişiyor. Özel bir sınıfa alınan Malcolm, ‘süper çocuk’ olmanın sadece avantajlarını değil, bolca da dezavantajlarını yaşamaya başlıyor. Hal (Bryan Cranston) ve Louis (Jane Kaczmarek), en bakımlı çimlere, en temiz eve ya da civardaki en kibar çocuklara sahip bir çift değil. Çocukları için bir cennet yarattıkları da söylenemez; ama ne olursa olsun çok eğlenceli bir ev onlarınki.

One Tree Hill

Popüler gençlik dizisi One Tree Hill, aynı babaya sahip, ama birbirlerini tanımayan Lucas ve Nathan Scott’ın aynı basketbol takımında çakışan kaderlerini anlatıyor. İki kardeş yalnız sahanın kontrolü için değil, güzel Peyton’ın kalbi için de mücadele edecek. Bu durum Lucas’ın annesi Karen ve yıllar önce onları terk eden Dan Scott’ı da yeniden karşı karşıya getirir. Tree Hill kasabasında yıllarca saklanan sır açığa çıkmış, beklenen yüzleşme gerçekleşecektir.

Six Feet Under

Six Feet Under, Los Angeles’taki Fisher & Diaz Cenaze Evi’nin sahibi ve işletmecisi bir ailenin yaşamı. Geçimlerini ‘başkalarının ölümlerinden’ kazanan bir ailenin… Aile şirketinin kurucusu ve evin reisi Nathaniel Fisher artık yaşamıyor; aile bireylerinin kalplerinde ve düşlerinde ise tahmin edemeyeceğiniz kadar ‘capacanlı’.

Kim Kimdir?

Nate Fisher (Peter Krause)
Fisher Kardeşler’in en büyüğü. Babasının trajik ölümüne kadar Seattle’da yaşıyordu. Fisher & Sons Cenaze Evi’nin yarısı ona miras kaldığında aklına ilk gelen, payını babasının rakibine satmak oldu.Kardeşi David ile konuştuktan sonra şirketin yoluna devam etmesine karar verdiler.

David Fisher (Michael C. Hall)
Fisher Kardeşler’in ortancası. 20 yaşından bu yana aile işinin ayrılmaz bir parçası. Nate’in şirketi satma önerisine başta sıak baksa da Nate vazgeçip ‘devam kararı alınca’ düşlerini yok sayıp aile şirketi için çalışmaya ikna oldu.

Claire Fisher (Lauren Ambrose)
Fisher Kardeşler’in en küçüğü. Büyüdüğü ev her zaman doluydu; ölmüş ya da yas tutmakta olan insanlarla…
Ruth Fisher (Frances Conroy)
Ruth, Fisherlar’ın, hayatını insanlarla ilgilenerek, onlar için bir şeyler yapmaya çalışarak geçiren anneleri.

Nathaniel Fisher (Richard Jenkins)
Fisher Ailesi’nin reisi. Cenaze arabasıyla yaptığı bir kazada öldü. Sık sık dalga geçmek için bir hayalet olarak ailesine görünüyor ve onlara birçok zaman ilham veriyor..

Without a trace

bırakmadan kaybolanların peşinde zamana karşı bir yarış. Without a trace yeni bölümleriyle ekranda!

Federal Soruşturma Bürosu bünyesinde bulunan Kayıp Kişiler Timi’nin görevi, kaybolduğu bildirilen insanları bulmak. Kayıp Kişiler Timi’nin elindeki tek bilgi, ortadan kaybolmuş kişinin adıdır.
Kayıp kişiyi tanıyanlardan aldığı bilgilerle, aradıkları kişinin psikolojik profilini çizerek başlıyorlar işe. Kayıp olduğu bildirilen kişinin son 24 saatinin canlandırıldığı Kaybolma Günü, ekibin izleyeceği politikayı belirleyen kilit noktalardan biri.

KURGUSAL YAPININ FARKI

Gündemdeki diğer polisiyelerden farklı olarak Without a Trace, dizinin kahramanları arasındaki insani ilişkileri, kişisel yaşamlarına dair detayları ve skandal derecesindeki başarısızlıkları izleyicisiyle paylaşmaktan çekinmiyor. Birçok bölümde, ajanların kişisel sorunlar, peşinde koşulan kurbanı bulma sürecinde başlı başına birer ‘öykü’ olabiliyor. Ancak bu sanıldığı gibi sadece 'gerçeklik etkisi' yaratmak için tasarlanmış bir kurgu değil. Ünlü prodüktör Jerry Bruckheimer, Without a Trace’de kurban ile kahramanları ilişkilendiriyor. Kahramanlar insani yönlerini ortaya koyarken, kurbanın da insani yönlerinin ortaya çıkmasına önayak oluyorlar. Başta Altın Küre ödüllü Antony LaPaglia olmak üzere kadrosundaki oyuncuların performansıyla güçlenen Without A Trace, son yılların en farklı dizileri arasında. Polisiye yapısının yanı sıra işlediği insan öyküleri ile izleyicileri kendisine bağlamayı başarıyor

acı hayat

İstanbul’un varoş mahallelerinden birinde yaşamakta olan, kaynakçı Mehmet ve manikürcü Nermin birbirlerini ölesiye seven iki gençtir. Evlenip yuva kurmak istedikleri halde parasızlık yüzünden sürekli zorluk yaşarlar. Yoksulluk üzerlerine bir kabus gibi gelir. Kader, adeta bu iki sevgiliyi birbirlerinden koparmak için ağlarını örmektedir. Nermin gün geçtikçe yoksulluğun onu ittiği umutsuzluğa kapılmakta, Mehmet ise bütün uğraşlarına rağmen Nermin’i mutlu edecek bir gelecek için ikna edememektedir.
Nermin mutlu olacağına dair tüm inancını yitirmeye başladığı bir dönemde, cemiyet hayatının ünlü isimlerinden birisi olan Belkıs Özmermercioğlu, manikür yaptırmak için Nermin’i ihtişamlı malikanesine çağırır. Belkıs, bu ihtişamlı malikanede; kocası Sefa, kızı Filiz ve ünlü bir playboy olan oğlu Ender’le yaşamaktadır.

Ender, kız kardeşi Filiz’le aşk üzerine girdiği küçük bir münakaşanın ardından, bir iddia kazanmak uğruna Nermin'i gözüne kestirir. Bu olay umutsuz bir aşkı taşımaya çalışan Nermin’in kaderini değiştirir. Ender, başta zararsız görünen, ancak sonrasında Nermin’in hayatını cehenneme çevirecek taktiklerle, genç kızın hayatına bir daha çıkmamak üzere girmeyi başarır.
Nermin zengin ve ışıltılı bir dünyaya doğru gün geçtikçe yakınlaşmaya ve bunun bedeli olarak hayatının aşkı Mehmet’ten uzaklaşmaya başlar.
Mehmet için ise, artık hayatta tek bir önemli şey vardır; intikam. Yoksulluk yüzünden kaybettiği aşkının intikamını alacaktır. Bunun da tek bir yolu vardır; zengin olmak! Hem de ülkenin önemli zenginlerinden birisi olan Ender ve ailesini önünde diz çöktürebilecek kadar güçlü bir zengin olmak...

köprü dizisi

Yazar Ayşe Kulin’in aynı isimli romanından Ahmet Yurdakul’un senaryolaştırdığı Köprü’nün yapımcılığını KOLİBA FİLM “Ata Türkoğlu”, yönetmenliğini ise Sadullah Şentürk üstleniyor.

2003 yılında geçirdiği trafik kazasında hayatını kaybeden Vali Recep Yazıcıoğlu’nun yaşamından yola çıkılarak çekilen dizide, Vali’yi Erdal Beşikçioğlu canlandırıyor.

Hikayemiz, idealist bir valinin (FARUK YAZICI), merkeziyetçi-bürokratik yapının doğal sonucu olarak ‘soğuttuğu’, birbirinden uzaklaştırdığı, hatta kimi zaman kopardığı devlet-halk ilişkisindeki kısır döngüyü kırma çabası üzerine odaklanır. Bu çabanın görünürdeki somut hedefi ise, yaklaşık otuz yıldır, yukarıda sayılan sebeplerden ötürü bir türlü yapılamayan bir KÖPRÜ’dür. İktidarlar gelip geçer, o yöreden seçilen milletvekilleri, her defasında birbir umutla Ankara’ya gönderilir, içlerinden bakanlar, başbakanlar çıkar. Sayısız, raporlar, projeler hazırlanır, ama köprü ne hikmetse bir türlü yapılamaz. Bu arada hastalar hastaneye yetişemez, çocuklar okuluna gidemez, bazıları Karasu’nun hışmına uğrayıp sulara kapılır, gencecik anneler, karınlarında çocuklarıyla ölür.. isyan feryatları ayyuka yükselir… ve karşılık olarak köprünün ‘zarureti’ üzerine bir rapor daha tutulur.

Vali Faruk Yazıcı, şehre atandıktan kısa bir süre köprü sorununa el atar. Yaşadığı birkaç trajik olay, özellikle Başbağlar katliamı.. nehrin karşı yakasında terör örgütü insanları acımasızca öldürürken, köprüsüzlük yüzünden devletin, o insanların yardımına koşamayışı, zaten inatçı bir yapıya sahip olan Vali için köprüyü, nerdeyse bir ölüm-kalım meselesi haline getirir. Şu cümle beynine ve ruhuna mıh gibi çakılmıştır: “GİDEMEDİĞİN YER SENİN DEĞİLDİR!” aynı sınırlar içinde yer almak, eğer ‘gidemiyorsan’ hiçbir şey ifade etmez!

Vali, köprü için çıktığı uzun ve çileli yolculuk, sayısız engelle doludur. Başta merkezi devlet ve onu temsil eden kurumların durağan yapısı. Faruk Yazıcı, buna karşı halkın kendi gücüne başvurur. Bölge insanlarını örgütler, nerdeyse ‘imece’ sayılabilecek yöntemlerle işe koyulur ama ‘bürokratik çark’, kendi bir şey yapamadığı gibi, yapılanları da engellemek üzere devreye girmekte gecikmez. Kaldı ki Faruk Yazıcı, sıra dışı uygulamalarıyla öteden beri ‘mimli’ biridir ve belli çevreler onun başarısızlığını zaten dört gözle beklemektedir. Onun da ötesinde, köprünün yapım süreci içinde, birlikte yola çıktığı insanlarla da zaman zaman derin görüş ayrılıkları yaşayacaktır. Bütün bu çabalarında ona yakından destek veren iki kişi vardır. İlki, attığı her adımda yanında olan, onunla aynı idealleri paylaşan, ömrünün en uzun yol arkadaşı, karısı MELEK… İkinci ise, hikayeye daha sonra dahil olan ve köprüyü akıl almaz metotlarla var edip, nehrin üzerine yerleştiren.. bir başka sıra dışı insan: Mühendis Tekin…

Tekin, vali gibi büyük idealleri olan biri değildir. Dahası, o güne kadar sadece kendisi için yaşamıştır. Köprülere aşıktır sadece.. bir de karısına. Ancak gün gelir, karısı kendisini başka bir erkek için terk eder. Tekin’in hayatla arasındaki bütün köprüler yıkılır! Öylesine ki, hayatına son vermeyi bile düşünür. Derken o sırada Vali çıkar karşısına. Sert bir karşılaşmadır. Bu karşılaşmadan birkaç gün sonra Tekin, kendisi Elazığ’da bulur. Bir süre sonra da şehirdeki bir lisenin müdiresi Leyla ile tanışır. Leyla’da büyük şehirlerin birinden, gerisinde hazin bir gönül hikayesi bırakarak gelmiş, kalbinin kapıları ‘epeydir’ dünyaya kapalı bir kadındır.Kim bilir, belki de Tekin’in yapımına başlayacağı Karasu nehri üzerindeki bu mütevazı köprü.. hem onların tek tek hayatla barışmalarını sağlayacak bir vasıtadır, hem de pek çok insanın birbiriyle ve hayatla yeniden kuracakları bir ilişkinin başlangıcı…

yersiz yurtsuz

Bu her şeyden önce bir baba kız hikayesi... Baba sevgisinin bir genç kızın hayatını nasıl değiştirdiğinin hikayesi. Taş ustası Emrullah ile kızı Suna’nın insanın içini burkan hikayesi...
Yersiz Yurtsuz’ da konak yok. Konakların ‘Aşağıdakiler –Yukarıdakiler’ şeklinde yaşayan ahalisi yok. Ağa yok. Ağa karıları, metresleri yok. 4x4 arazi araçları yok. Traktör römorkunda işe giden kadın ve erkekler var. Tecavüz yok. Kendilerini birbirlerine emanet eden sevgililer var. Aşkın altında kalan, aşka inanmayan erkekler var. Kaderine razı olmayı aşk sayan kadınlar var. Aşkın her yerde –dağın başındaki o köyde bile- aşk olduğunu kanıtlayan kadınlar var. İnşaat Mühendisi Hüseyin ile baraj göllerinde dalgıçlık yapan İshak’ın cahil bir kızın güzelliğinde nasıl yandıklarının hikayesi var. Özetle:
Bu kimsesizlerin, kimliksizlerin hikayesi. Savrulmuşların, yolunu kaybettiğini fark edip, yeni bir yol arayanların... bu, hayata hiç hazırlanamayanların... bu her şeye provasız yakalananların, ağzı birkaç kez yananların, bu sığınmak için yürekten söylenmiş tek bir sözcük arayanların hikayesi: Yersiz Yurtsuz!



Oyuncular:
Ferdi TAYFUR , Şerif SEZER ,Nesrin CEVADZADE ,Mert FIRAT ,Zuhal GENCER ,Cengiz SEZİCİ ,Sinan ALBAYRAK ,Müge ULUSOY

kayıp

DİZİMAX kanalında gösterildiği ilk günden bu yana yabancı dizi tutkunlarının vazgeçilmezleri arasına giren ünlü Lost dizisinin yerli versiyonu çok yakında ekranlarımızda olacak. Lost'un yerlisini çekmek için yapımcı Ferdi Eğilmez kolları sıvadı. Grey's Anatomy dizisinden kopyalanarak ekranlara getirilen Doktorlar dizisinin elde ettiği reyting başarısı, hem Show TV yönetimini hem de yapımcı Ferdi Eğilmez'i cesaretlendirdi. Yapımcı firma, yüksek bir prodüksiyon gideriyle çekilecek olan dizi için 13 bölüm yayınlanma garantisi istiyor. Eğer anlaşmada pürüz çıkmazsa, dizi, Kayıp adıyla Show TV ekranlarına gelecek. Lost'ta uçak kazası sonucu bir adada mahsur kalan insanların fantastik öyküleri anlatılıyor.

yalnız kalpler

Karısının hastalığından dolayı büyük borçlara giren Ekrem, karısı ölünce iki çocuğuyla baş başa kalır, dükkanı da borçlarına karşılık elinden alınınca
çareyi; çocuklarını bir süreliğine evlat sahibi olmak isteyen bir çiftin yanına bırakmakta bulur...
Çocukları alan çift, ortalardan kaybolan Ekrem yüzünden huzursuzdur. Çocuklar da bu durumdan son derece mutsuzdur ve günler geçtikce evin erkeği Nedim tarafından baskı görmeye başlarlar. Karısı Güler çok iyidir ama o da kaza geçirip sakatlanınca adam eve müzikhol şarkıcısı Lütfiş’i getirir.Bir süre sonra çocukların aslında çok zengin olduğu ortaya çıkar ve işler karışır...
Şarkıcı Lütfiş ile Nedim çocukları sahiplenerek zengin olma planları yapmaya başlar.
Oyuncular
Hürriyet NARİN (Lütfiye - Lütfiş)
Tuğrul ARSEVER (Nedim KARAN)
Nevin EFE (Ziynet CANOĞLU)
İsmet ERTEN (Haşmet CANOĞLU)
Esin ÖNER (Güler KARAN)
İsmail DÜVENCİ (Emk. Hkm. Mustafa Bey)
Züleyha KARYAĞDI (Zühre)
Numan ÇAKIR (Numan CANOĞLU)
Murat ÖZDEMİR (Murat CANOĞLU)
Saadet GÜRSES (Nesibe - Terzi)
Merve PEKAR (Nazlı)
Tamer ÖZCEVİZ (Osman)
Nurten HELİK (Derya)
Cansu POLAT (Zeynep)
Mahmut GÜRSES (İsmet)
Hikmet SONUNUR (Kuyumcu Fikret)
Ecem İNAN (Damla)
Maria Vicicani (Melek)
Güneş Seven (Mete)
Şerif ŞAHİNER (Şerif)
Oğuz OKUL (Behçet)

yağmurdan sonra

Türkiyenin gerçeklerini anlatan bir dizi
Dzini başrol oyuncuları
Seçil Mutlu
Ali Sürmeli
Atilla Olgaç
Kayra Şenocak ve
Sefa Zengin baylaşıyor..STV de perşembe akşamları19.45 te yayımlanıyor bikaç bölümüne bakın ilginizi çekerse ekleyelim...

affedilmeyen

Güneydoğu'da komutan koruması olarak askerliğini yapan Aziz, bir operasyon sırasında yaralanarak gazi olur ve evine döner. Annesi o askerdeyken vefat etmiş, babasını ise zaten üç yaşından beri hiç görmemiştir. Mahallede bir tek nişanlısı Ayşe vardır onun yolunu gözleyen..

Eski bir kamyonetle yük ve eşya taşımaya başlar. Bir yandan da, bu dünyadaki tek varlığı ve sevdiceği Ayşesi ile evlenmek için para biriktirmektedir.

Derken bir gece, tek göz gecekondusunun kapısı çalar. Babasının arkadaşı olduğunu söyleyen Necmi Baba adında bir adam, onu babasına götürmeye gelmiştir.

Aziz, babası Kemal Arif Karagülle'nin çok zengin ve meşhur bir kabadayı olduğunu öğrenir. Çok küçükken onları terkedip giden babasına öfke dolu olduğu için onunla görüşmeye gitmez. Kemal Arif düşmanları tarafından vurulur. Ölüm döşeğinde, babalık görevlerini yerine getirmediği için oğlundan af diler ve hayata gözlerini yumar. Artık bütün maddi zenginliği ve yıllardan beri sürdürmeye çalıştığı kabadayılık geleneği Aziz'e miras kalmıştır.

Aziz bu mirası reddeder ve kendi sakin hayatına, Ayşe sine döner. Ancak düğün günü babasının düşmanlarının silahlı saldırısına uğrarlar. Ayşe ölüm döşeğinde yaşama tutunmaya çalışır ama sonunda dayanamayarak hayata gözlerini yumar.

Aziz, Ayşe sinin kanlı mendilini yatağın ucuna bağlar ve ona bir söz verir;

"-Bu mendil burada kaldığı sürece ne Allah affetsin beni, ne de sen.."

Babasının sağ kolu olan Necmi Baba, onun için bir plan yapar.

Aziz dostu-düşmanı herkes tarafından öldü bilinecek ve başka bir kimlikle, babasını ve karısını öldüren mafya organizasyonun başındaki adamın yani Özdemir Bey'in yanına sokulacaktır. Özdemir Bey Aziz'i, öldürdüğü Kemal Arif'in oğlu olduğunu bilmeden işe alır. İntikam için yanıp tutuşan Aziz, kaderin garip cilvesiyle karşı karşıya kalmıştır; çünkü işi, Özdemir Bey'in şımarık kızı Duygu'ya korumalık yapmaktır.

Can almaya gelen Aziz, acaba şimdi düşmanının kızının canını koruyacak mıdır?..

sevda çiçeği

Artık iyice yaşlanmakta olduğunu fark eden Naşit, hayatında eksik kalan tek şeyin oğlu Selim'in mutlu bir aile kuramaması olduğunu fark eder. Oğluyla konuşan hatta ona evlenmesi için uygun gördüğü birkaç iyi aile kızından bahseden Naşit, oğlunun sürpriziyle karşılaşır. Selim, evleneceği kıza karar vermiştir.

Naşit, Selim'in Sevgilisi Nazan ve müstakbel kayınvalidesi Neriman'la tanıştığında korkuya kapılır. Çünkü iş hayatının kurdu, insan sarrafı olan Naşit, Nazan ve Neriman'ın bir servet avcısı olduğunun farkına varmıştır. Ancak bu konuda Selim'i ikna etmesi imkansızdır. Çünkü Selim aşıktır ve aşkın da gözü kördür. Zaten babasıyla yıllarca çatışmış olan Selim'i inandırmak mucizelere kalmış bir iştir Naşit için...

Oğlunu bu tuzaktan kurtaramayacağını düşünerek bu evliliğe razı olan Naşit, çaresizlik içinde karalar bağlamışken, şans yüzüne güler ve karşısına Leyla'yı çıkarır. Tabi bu karşılaşma Naşit'i ilk anda sevindirecek türden değildir. Ne de olsa Leyla'ya cüzdanını kaptırmasına ramak kalmıştır. Leyla, Naşit'in kendisini karakola götüreceğinden emin olduğu anda Naşit, bir anlaşma teklif eder.

Bu anlaşma Leyla'nın Selim'i kendisine aşık ederek Nazan'dan vazgeçirmesini şart koşmaktadır. Leyla, yaşlı babaannesini düşünerek bu anlaşmayı kabul eder.

Anlaşmaya göre; Naşit, Leyla'yı kendi yalısının yanında ki yalıya yurtdışından yeni gelmiş zengin bir ailenin kızı gibi yerleştirecektir. Arkadaşları ise yalının uşağı, şöförü, aşçısı gibi işler üstlenecektir. Leyla'dan tek istediği ise oğlunu kendisine aşık etmesi ve Nazan'a olan kör aşkından kurtarmasıdır. Tek şart ise oğlu ona aşık olduğunda oğluyla evlenmeye kalkmayacak ve ortaya çıktığı gibi bir anda kaybolacaktır.

Sevda Çiçeği de bu konseptin, yani; Leyla'nın Selim'i kendisine aşık etme çabası, bu süreç içinde de aslında yavaş yavaş Selim'e aşık olmasını konu alır. Elbette itiraf etmese de aynı süreçte Selim'de yavaş yavaş ona aşık olacaktır.

geniş zamanlar

Ayla ile Erol, uyumlu bir çifttir. On dört yasindaki kizlari ile semtin sik bir mahallesinde sakin bir yasam sürmektedirler. Ayla kendisine ait bir hukuk bürosunda çalismakta, bosanma davalarina bakmaktadir. Erol bir finans kurulusunun genel müdürüdür. Çocuklari üç yasindayken, Ayla evlerine temizlige gelen Fatik'in bir berber dükkaninda çalisan kizi Zehra'yi çocugun pesinde dolanmasi ve geceleri gezmeye gittiklerinde çocuga bakmasi için yanina almis, okutmus ve yetistirmistir. Zehra Ayla'nin sayesinde sinif atlamis, yurt disi gezilerine katilmis, dil ögrenmistir. Hemsirelik okulundan mezun olmak üzeredir. Staj yaptigi hastanede genç bir doktorla sevismekte ve onunla evlenmeyi ummaktadir. Doktor Ahmet, Ayla'yi Zehra'nin ablasi zannetmis, Zehra'nin içinden bu yanilgiyi düzeltmek gelmemistir. Ahmet, Zehra'nin mezuniyet törenine gidecek, Zehra'nin annesi Fatik ve babasi Hasan'la karsilasacak ve ögrendiklerinden hiç memnun kalmayacak aldatilmanin öfkesi ile çok sert tepki verecektir.

Zehra ve Ahmet'in iliskileri çikmaza dogru sürüklenirken, Ayla da zor günler yasamaya baslar. Davasini üstlendigi bir müvekkili bunalim geçirmektedir. Ona aciyan Ayla, Suna'yi bir aksam evine yemege davet eder. O gece kocasinin da is yemegi vardir. Is yemegi iptal edilen Erol eve erken döner ve Suna ile tanisir. Önce, ziril ziril aglayan bu kadindan hiç hoslanmaz. Ama gecenin sonunda taksi bulunamayinca, kadini evine birakmak ona düser. Karisina söylenerek, kadinla birlikte çikar. Ayla çok zengin bir adamdan bosanmak üzere olan Suna'nin davasini kazanmaya kararlidir.Çünkü Suna kocasinin bir sarkici ile iliskisini kesfetmistir. Bunu koz olarak kullanacaktir. Suna, Ayla'ya yemege geldigi aksam, kocasi ve sarkiciya ait birtakim resimler gösterir. Ayrica, kocasinin cebinde mücevher faturalari bulmustur -kendisine hiçbir zaman verilmemis olan bazi mücevherler almistir kocasi. Ayla'nin davasi saglamdir.Ancak karsi güçler de bos durmamaktadir. Ilk icraatlari , davadan bir hafta önce - bir gazete ekinde Ayla'yi “Kocalari soyan kafa kopartici avukat” olarak lanse etmek olmus, çarsaf çarsaf resimlerini basarak Ayla'yi tedirgin etmeye baslamislardir.

Davaya girilecegi gün, karsi tarafin avukati, Ayla'yi mahkemedeki küçük bos bir odaya sokarak bir zarf uzatir . Zarfin içinde Suna ve Erol'un, Erol'un arabasinda öpüsürken, bir kir kahvesinde basbasa ve ayrica, bir camin arkasindan kucaklasirken çekilmis resimleri vardir. Ayla, sarkicinin adini açiklarsa, karsi tarafin avukati da bu resimleri mahkemeye verecektir.

Ayla yikilir. Davaya sarhos gibi girer. Sarkicinin adini veremez, az bir tazminata razi olur, davayi kaybederek çikar. Evine gelince dagilir, odasindaki esyalari kirar, yikar, aglar, çirpinir. Sonra kocasina telefon eder ve ona hemen eve gelmesini söyler.

Ayla hemen bosanmak istemektedir. Zehra ve Fatik, Ayla'yi kocasina döndürmek için ellerinden geleni yaparlar. Ayla'nin yuvasinin yikilmasi, Zehra'nin da yuvasiz kalmasi anlamina geldigi için, Fatik türlü dualar ve büyüler denemeye yeltenir. Erol ise, Ayla'ya bu olayi büyütmemesi için yalvarir. BU isi neden mi yapmistir. Çünkü güçlü Ayla'nin kocasina hiç ihtiyaci yoktur. Oysa Suna, korunmaya muhtaç bir güvercin gibidir. Erol'a siginmak, Erol da onu kanatlari altina almak istemistir, kendisini tekrar güçlü bir erkek gibi hissetmistir, hepsi bu. Ayla bu kez kendi, bir bosanma avukatina vekalet verir, kocasini evden kovar, Kizi kendisiyle kalmak istemez. . Babasinin yaninda olmayi tercih eder ve annesini suçlar.

Ayla annesi Sükran 'in Bilge'ye gerçegi anlatmasina engel olur. Kiz okulda zaten bir takim sorunlar yasamaktadir. Babasina düskündür. Ayla kizinin bir travma daha yasamasini istemez. Kizinin hirçinliklarini sineye çeker ve sadece “ Babanla anlasamiyoruz , birbirimizden uzaklastik” diyerek konuyu kapatir.

Bu arada Zehra, sirilsiklam asik oldugu Ahmet'le aralarindaki iliskiyi zorlamaktadir. Bir kaç meslekdasiyla, hastaneye yakin bir küçük kat tutup, oraya yerlesecektir. Gecekondu ile olan iliskisini minimuma indirecektir. Hatta Ahmet'in önerdigi gibi, üniversiteye yazilip, iki yil sonra hastane için uzman isletmeci olarak mezun olacaktir . Ancak Ahmet, Zehra'nin yalanini affetmemektedir. Ya da Zehra'dan kurtulmak için, ‘yalan' olayini kullanmaktadir. Zaten baska bir hastaneye naklini istemistir. Iki gencin iliskisi giderek sogurken ve Ayla bosanip baska bir sehre tasinma planlari yaparken, hayati altüst olan Zehra bunalima sürüklenir. Ahmet'le yaptiklari son tartismadan sonra, gecekondusuna geri döner.

Bu sirada, Fatik'in mahallesinde bir baska dram yasanmaktadir. Komsusu Sidika'nin oglu Aydin, giderek içki dozunu arttirmakta, alkolik olmaktadir. Mahallede Zehra'nin abisi Recep hariç kimseyle geçinememektedir. Aydin'in bacagi ile birlikte erkekligini de yitirdigi imalari dolasmaktadir mahallede ve buna en çok, Aydin tarafindan istenmeyen ve gururu kirilan Güllü neden olmaktadir.

Zehra, gecekondusuna döndükten sonra, arkadaslarini görmek istemez, hiç kimseyle konusmamakta, tüm gün pencerenin önündeki divanda uzanip, öylece yatmaktadir.Yemek içmekten de kesilmistir. Sik sik da ögürmektedir. Fatik süphelenmeye baslar. Ne yazik ki süpheleri dogru çikar, Kiz hamiledir.
Zehra son bir umutla çocuga sarilmak istemekte, gizli gizli Ahmet'in bu çocuk sayesinde ona dönecegini ummaktadir.

Ayla, bu zor günlerde, Zehra'yi ziyaret için gittigi gecekondu mahallesinde ilginç bir adamla tanisir. Tarik beldenin belediye baskanidir ama hiç de öyle görünmemektedir. Ziraat mühendisidir ve mahalledeki agaçlarin bitkilerin hastalanmasi nedeniyle bir inceleme yürütmektedir. Maiyeti pesinde kostururken o bir agacin tepesindedir- (Tarik personele sinirlendigi zaman sokakta yerleri süpürebilen- aksamüstleri günes batiminda tepeye iskemlesini tasitip onbes dakika sessizce oturan- çöp kamyonlarini bizzat kullanip millete derli toplu çöp atmaya mecbur edebilen- rant pesindeki çakallara dünyayi dar eden-mahalle veletlerinin rastladiklarinda ders bile sorabildikleri- adeta sokakta yasayan- bagimsiz olarak seçilmis- o yörede yetismis ,gittikçe medyanin da ilgisini çekmeye baslamis- bir tuhaf belediye baskanidir.) Baskan tepesinde oldugu agaçtan aninda Ayla'ya laf çarptirir. Bu gün bosatacak zengin bir kari-koca bulamamis midir? Ayla Tarik'in diger birçoklari gibi gazetedeki resimlerini görüp laf attigini düsünerek çok bozuk Zehra'nin evine girer. Fatik'ten adamin kim oldugunu ögrenir. Hee.. o bizim belediye baskani- der. Fatik . Hani sana bi dava için danismak istiyo bizim baskan diye sorduydum zamaninda da sen ben öyle davalara bakmiyorum dediydin. Onu diyodur. Belediye avukat bulamamis mi diye sinirle sorar Ayla . Fatik , “Para yediler deye kovduydu o ara avukatlari-ben de seni söylediydim “ der. Ayla perdenin arkasindan dehset içinde agaçtan inen adama bakar. Agaca çikan bir belediye baskani..! Fatik adamin ne mene bir sey oldugunu her zamanki pratik ve kestirme anlatimiyla anlatirken Ayla büyük bir ilgiyle - bu roman kahramani gibi tipi izlemektedir. Ayla bu densiz adama haddini bildirmekle özür dilemek arasi karmasik bir ruh haliyle ve biraz da kadinca bir merakla gidip baskani bulur . Baskanin ünlü “günbatimi oturma saati” ne denk gelir. Tepenin dibindeki korumalar Ayla'yi baskanin yanina salmazlar. Ayla “N'apiyor orada peki- orada öyle bos bos oturuyor niye görüstürmüyorsunuz?” diye sorunca bir tanesi açiklar. “Baskanim hergün bi onbes dakika oturur abla. Bekleyin günes batinca iner.” Ayla saskin bekler.
Tarik “ oturmasi” bitince tepeden iner ve acele makam arabasina binip gider . Maiyeti ve baskanla isi olan bir güruh da pesine takilir. Ayla sokta tek kelime edemeden kalir. Tarik onun bekledigini fark eder ama pek yüz vermez. Ayla gittikçe daha büyük bir ilgiyle Tarik'i arastirmaya baslar ve yasamina girer. Aralarinda giderek gelisen dostluk bir aska dönüsecek ve Ayla zamanla kendisini -birak para kazanmayi, üzerine bir de avuç dolusu paralar harcadigi - sosyal sorunlarin savunucusu bir avukat olarak bulacaktir. Tarik'la birlikte , dingin ve konforlu yasami yerini aci dolu , heyecanli ve vazgeçemedigi tutkulu bir yasama birakacaktir. Tarik'in gittikçe yildizi parlamaktadir , Tarik'in etrafindaki kalabaliklar, onu politikanin içine çekmeye çalisan ve onunla çatisan güçler- protokol vs. derken- iki asik, zorunlu olarak bir liseli yaraticiligi ile asklarini orada burada gizlice yasamaya baslarlar. Tarik tuvalete gitmek bahanesi ile konvoyunu bir benzicide durdurup, binanin arkasinda buldugu bisiklete atlayip -Ayla'yi görmeye gidebilecek kadar çilgin ve zaptedilmez bir adamdir. Ayla ev bark çoluk çocuk is hayati anlaminda tam dagilmis kendisini doludizgin adamin firtinasina birakmistir. Tarik her an her yerden çikabilecegi için bir düzeni huzuru kalmamistir. Süratle parasi da bitmektedir. Tarik'in her zaman, bir hasta için veya birisinin okul masrafi için sinirsiz paraya ihtiyaci vardir. Para varsa kullanilmalidir. Kimse ölmeye veya kaderine terk edilmemelidir. Ayla'nin ise artik geç gelen askini, bütün bedelleri ödeyerek aklini yitirmiscesine yasamak disinda elinden bir sey gelmemektedir.

yalancı yarim

Hulusi ve Vahi… Evlatlarıyla gurur duyan iki baba.

Hulusi, ve eşi Belgin, oğulları Tarık’ın, İtalya’daki iktisat eğitimin tamamlayıp bankasının başına geçeceği günün hayaliyle yaşıyor.

Vahi ise, kızı Naz’ın, konservatuardan mezun olup yurtdışında vereceği çello resitalleri ile göğsünü kabartacağı günün.

Tarık ve Naz da, ideallerine doğru “tam gaz” gidiyorlar… Ancak Tarık, “Alfonso” adıyla İtalya’da ralli pistlerinde, Naz ise “Deli Kız” adıyla İstanbul sokaklarında. Son model arabalarıyla.

Ve bu iki başına buyruk gencin hayatları, sonunda aynı arabanın içinde kesişir.

Çünkü babalar, belki en son duyar, ama mutlaka duyar.

Tarık, İstanbul’a ailesini görmeye geldiğinde, Hulusi, bir daha yurt dışına çıkmasını yasaklar.

Naz, kaza yapınca da, Vahi, bir daha araba kullanmasını.

Tarık, bir de üstüne iki sene çalışıp eğitimi yerine ralliye harcadığı parayı çalışıp babasına geri ödemek zorundadır. Babası, torpille işe girip yan gelip yatarak para kazanma yollarını tıkayınca, becerebildiği tek işi yapmak zorunda kalır: şoförlük.

Naz’ın ise arabasına binebilmesi için tek engel vardır: babasının bulacağı şoför.

Ve kader yollarını birleştirir… Tarık, Naz’ın şoförü olarak işe girer. Ancak işi çok zordur. Bir yandan, aniden ortadan kaybolan ve tüm dünyada aranan ünlü ralli şoförü Alfonso olduğunu herkesten gizlemek zorundadır. Bir yandan, ünlü bankacı Hulusi Tekelioğlu’nun oğlu olduğunu Vahi’den saklamak zorundadır. Ve en önemlisi… Arabasının şoför koltuğuna tekrar geçebilmek için tek çaresi, kendisini kovdurmak olan ve hayatını bunu planlamakla geçiren Naz’ın saldırılarını savuşturmak zorundadır.

Tarık ve Naz, büyük bir didişme ve çekişmeyle başlayan inişli çıkışlı bir ilişkinin içinde keskin virajlarda hızla ilerlerken, önlerine çıkan engelleri de bir bir sollamak zorundadırlar… Tarık’ın izini bulmaya çalışan dedektif Sacit, İtalya’dan kalkıp kendisini aramaya gelen Francesca, şoförlük yapmasını engellemeye çalışan anne Belgin, Naz’ın kardeşi Ümit’le çıkmaya başlayan ve her an ağzından bir şeyler kaçırması muhtemel kız kardeşi Filiz, evinde kaldığı otoriter dadısı Hacer, onun çocukluk aşkı olan ve bu aşkı bir türlü bitirememiş kızı Ayşe, ve tabii istemeden çok iyi dost olmalarına sebep olduğu Hulusi ve Vahi. Tarık’ın başı sıkıştığı zaman imdadına koşanlar ise, normal şartlar altında varlıklarından bile haberdar olmayacağı aşçı Cevat, hizmetçi Suna, ve bahçıvan Sami’dir.
Ve tabii yollar katedildikçe, molalar verildikçe, yola iki “düşman” olarak çıkan Tarık ve Naz, yeri geldiğinde patlayan lastikleri birlikte değiştirmek zorunda olduklarını anlayacaklardır

yaralı yürek

Bulut, yıllar sonra üniversite eğitimini tamamlayıp doğduğu kasabaya savcı olarak döner. Ailesi onu büyük bir sevinçle karşılar. Öte yanda, çocukluk aşkı Beyaz, babası öldükten sonra annesiyle birlikte Tahir ağanın konağında hizmetçi olarak çalıştırılmaktadır. eyaz, Bulut’un kasabaya biraz da kendisi için döndüğünü düşündüğü için müthiş sevinçlidir…

Fakat Beyaz’ın bu mutluluğu çok uzun sürmez, çünkü aynı gece Tahir ağa tarafından tecavüze uğrar… Maalesef annesinin hayatı tehlikede olduğu için bunu kimseye söyleyemez. Artık ölümden başka bir çare yoktur Beyaz için… Ölüp bu utançtan kurtulmak ister, ama bunu başaramaz. Bulut savcı olarak olayı soruşturmaya geldiğinde çocukluk aşkı Beyaz’ı bu durumda bulur. Ona yardım etmek için elinden geleni yapar, ama Beyaz korktuğu için başına gelenleri ona anlatmaya çekinir.

Tahir ağanın oğlu kendisiyle evlenmek istediğinde buna elinden geldiğince karşı koyar Beyaz. Ama kimse onun fikrini sormadığı için, birkaç gün içinde düğün dernek kurulur.

Beyaz töre kurbanı bütün kızlar gibi suskun başına gelecek felaketi beklemeye başlar. Gerdek gecesi olanlar olur ve Beyaz’ın bakire olmadığı damat tarafından bütün konakta haykırılır. Artık bundan sonra töre işleyecek, aşiret ne karar verirse Beyaz’ın yazgısı o olacaktır…

Diğer tarafta Bulut, hem Beyaz’ın hem de töre adı altında işlenen akıl almaz cinayetlerin kurbanlarının kaderini değiştirmeye kararlıdır.

hayat türküsü

Haydi Kızlar Okula" kampanyasından esinlenilerek oluşturulan Hayat Türküsü, idealist bir öğretmen olan Hayat’ın, Van’ın dağlar arasında unutulmuş, geri kalmış bir köyünde verdiği eğitim mücadelesini anlatıyor. Hayat Türküsü'nde sadece eğitim-öğretim sorunları değil, bölgesel kültür farklılıkları, töre ve geleneklerin yıkıcı yanları da işleniyor. Bunun yanında dayanışma, fedakarlık, sevgi, hayallerine sahip çıkma gibi duyguların değerinin ön plana çıkarıldığı dizide Devin Özgür Çınar, Tolga Evren, Melih Görgün, Betül Arım, Aslı Yılmaz ve Canan Güven rol alıyor.

Kocaeli Üniversitesi Eğitim Fakültesi son sınıf öğrencisi Hayat, İstanbul’da iyi bir okulda staj yaparken, bir yandan da büyük bir heyecanla son sınavlarına çalışmaktadır. Annesi Gülcihan tüm yaşamını kızı Hayat’ın öğretmen olması üzerine kurmuş, onun öğretmenlik diplomasını göreceği günün hayaliyle yaşamıştır. Hayat annesinin anlattığı köy hikayelerini, fakirlikten, cahillikten, töreler yüzünden okuyamayan kız çocuklarının yürek burkan öykülerini dinleyerek büyümüştür. Hayat’ın birlikte staj yaptığı arkadaşları, mezun olunca merkezi yerlerde, modern, şık, sorunsuz okullarda çalışmayı hayal ederken, Hayat sanki nereye gideceği, nerede görev yapacağı yıllar öncesinden ayarlanmış gibi rahat ve sakindir. O, mutlaka ama mutlaka Doğu’da bir köyde öğretmenlik yapacak, annesini de yanında götürecektir. Hayat’ın geleceğinin yavaş yavaş şekillenmeye başladığı bu günlerde annesi Gülcihan ve Leyla’nın ondan sakladığı önemli bir sır vardır. Gülcihan tedavisi mümkün olmayan bir hastalığa yakalanmıştır. Hayat, adım adım öğretmenliğe yaklaşırken, her geçen gün Gülcihan’ı Hayat’tan uzaklaştırmaktadır. Gülcihan biricik kızının nerede öğretmenlik yapacağını öğrenemeyecektir. Diploması ve Van’a atanma sevinciyle eve koşan Hayat annesinin ölüm haberiyle yıkılır. İkinci annesi yerine koyduğu Leyla ilk anda karşı çıkar bu gidişe... Bu karşı çıkışın Hayat’ın bilmediği çok önemli bir sebebi vardır çünkü... Gülcihan’ın acı dolu hikayesinin başladığı yerdir Van...

Hayat kararlıdır ve küçük bir köyde göreve başlar. Merkeze uzak bu köy, bugüne dek öyle çok öğretmen görmemiştir. Gelen öğretmenler de kısa bir süre kalmış, başka yerlere tayin aldırmışlardır. Bu yüzden köy çocukları okul için uzak köylerden birine yürüyerek gitmektedir. Hayat gelir gelmez camları, kapısı kırık dökük, sınıfları bakımsız bu köy okuluna yüreğinin sihrini taşıyan bir değnekle dokunacak ve yavaş yavaş değişim başlayacaktır. Minik öğrencileri de Hayat öğretmenlerinin emeğini, sevgisini boşa çıkarmayacak, Hayat onlara ışık tuttukça onlar da kitaplarına defterlerine dört elle sarılacaktır. Bu köyde yaşadıklarıyla annesinin çocukluğundan beri anlattığı köy hikayeleri daha bir anlam kazanacak, ete kemiğe bürünecektir. Çocuk yaşta zorla kocaya verilen kızlar, tarlalarda, ağır ev işlerinde çalıştırılan çocuklar, karşı konulamaz töreler, yoksulluk, çaresizlik.... Birbirinden ilginç hikayeleriyle bir sınıf dolusu çocuğu olur Hayat’ın.

ilk aşkım

Oyuncular

Adı Soyadı Dizideki Karakteri

Pınar Altuğ lale

Oktay Kaynarca Murat

Sümer Tilmaç Necmi

Ayşe Nil Şamlıoğlu Nermin

Şehsuvar Aktaş Akın

Sinem Tuncer Gamze

Yağmur Atacan Serkan

Kardelen Bakırkan Ece

Selin Altay Bölüm Oyuncusu

Murat Serezli Konuk Oyuncu-Emlakçı

Füsun Kostak Emel

Hüseyin Köroğlu Sinan


Senaryo Yazarları

Adı Soyadı
Deniz Sarıbaş


Yapımcılar

Adı Soyadı

Yönetmenler

Adı Soyadı
Volkan Kocatürk

ezo gelin

Ezo, annesini ve babasını küçük yaşta kaybetmiştir. Çok çocuklu yakın bir akrabasının yanında biraz evlatlık, biraz besleme gibi büyütülür. Oldukça zeki, hırçın, isyankar yaradılışlı bir kızdır. İlkokul ve ortaokulu bitirdikten sonra okumasına izin verilmez. O da tarlada bahçede canını dişine takarak çalışmaya başlar. Büyüdükçe güzelleşen, güzelleştikçe de köydeki delikanlıların ilgisini çeken Ezo'ya kimse bir türlü yanaşamaz. Bir kere kız çok hırçındır ve tepesi atınca ne yapacağı belli değildir, kaldı ki, köyün en yakışıklı delikanlısı Ömer de Ezo'nun kalbini çoktan çalmış, cebine koymuş ve askere gitmiştir.

Asker yolu gözleyen Ezo, hasretliğin son günlerini saymaktadır artık. Ömer'in teskeresini alıp köye gelmesine, babalığından kendisini isteyip gelin etmesine sayılı gün kalmıştır. Köyün en varlıklı adamı Bilal Ağa, Ezo'ya talip olup zaman zaman zorluklar çıkarsa da vuslata mani olamaz. Ömer ve Ezo şanlı bir düğünle evlenirler. Mutluluğun doruğundadır iki genç. Ömer'in baba evinde Demirci Dinar Baba, Hacer Ana ve Ömer'in kardeşi Cin Ali ile mutlu mesut bir hayta başlarlar.

Artık onca insan bir tek demirci ocağından nasiplenmeye başlamışlardır. Ancak Ömer'in, Ezo'yla kurduğu yeni yaşantısına dair düşleri, idealleri vardır. Sonunda Ezo'yu da ikna eden Ömer, asker arkadaşı Recep'in iş teklifini kabul eder ve uzun yol şoförlüğüne başlar.

Önceleri her şey iyi gider, genç çift geçimlerini rahat rahat sağlamaya başlarlar ancak ilerleyen zaman birçok acı sürpriz getirip koyar önlerine. Ömer'in kullandığı kamyon bir gün saldırıya uğrar ve Ömer'in ölüm haberi ile yanıp kavrulur bütün köy. Canı herkesten çok yanan Ezo bir türlü inanmaz Ömer'inin öldüğüne. Gece gündüz demeden kocasının yolunu gözlemeye devam eder. İnsanlar delirdi deseler de onun için Ezo, Ömer'den asla vazgeçmez..

Gün gelir Ezo, yaralı bir kalp ve bir avuç hatırayla yollara vurur kendini. Artık hem töreye, hem hayata hem de ayrılık acısına tek başına kafa tutmak zorundadır. Kalbinde ve hayallerinde yaşattığı Ömer'den güç alır Ezo, dimdik durur her zorluğa karşı. 'Hiçbir rüzgara boyun eğmem artık' diye düşündüğü bir gün alt üst olur bütün yaşamı; o gün, öldü sanılan Ömer'i, sevdiği, ömrünü verdiği adamı kanıyla canıyla tekrar karşısında gördüğü gündür

kırık kanatlar

Anadolu’nun kabuk değiştirdiği, yeni bir kadere doğru ilerlediği bir dönem, Ankara’da Büyük Millet Meclisi Mustafa Kemal’i Meclis Başkanı ve Başkomutan seçiyor. Ülke Kurtuluş Savaşı’na girmek üzere. Gençler askere yazılıyor, insanlar bu savaşa mali destek sağlamak üzere varını yoğunu teslim ediyor.

Hikayenin açıldığı Nazım Bey’in çiftliği ise bu ortamda mütevazi bir nişan hazırlığı içinde. Uzaktan gelen top sesleri, tüm çiftliğin üyelerinin kaderlerinin değişeceğinin habercisi gibi. Nazım Bey’le buluşacak olan Yüzbaşı Cemal, Nazlı’nın tüm hayatını değiştirecek değişim rüzgârını taşıyor. Babası tarafından özenle yetiştirilmiş, eğitimiyle, giyimi kuşamıyla farklı, narin bir kız olan Nazlı savaşın getirdiği yoksullukla, zorluklarla savaşmayı öğrenmek zorunda kalıyor.

Yüzbaşı Cemal’in, ilk görüşte vurulduğu, kendi emrindeki bir askerin nişanlısı olan Nazlı’ya aşkını itiraf etmesi hiç de kolay olmamaktadır. Savaş süresince Nazlı ile birlikte yaşamaya gelen yeğenleri Zeynep ve Ayşe, çetelerin, asker kaçakçılarının, padişah yanlısı Muhtar ve onun kötü niyetli oğlunun kıskacında hayatta kalmaya çalışırken, aynı zamanda birbirinden güçlü ve etkileyici aşklarıyla farklı serüvenler yaşamakta, kimi zaman dayanışıp kimi zaman çatışmaktadır.

Savaşın bitiminden sonra Cemal, Ankara’da görev almak yerine Anadolu’da kalmayı tercih eder. Savaşın yaralarının sarılacağı bir döneme girilmiştir. Cemal, Nazlı’nın yaşadığı bölgede görev alır. Nazlı, ölen nişanlısının ailesinin tüm ısrarlarına rağmen kendi çiftliğini eski günlerine döndürmeye çalışır. Cemal ise kendi bölüğünde çatışırken ölen Nazlı’nın nişanlısı Ahmet’in hatırası yüzünden Nazlı’ya aşkını itiraf edememektedir.

yabancı damat

Ege'nin iki kıyısından; Türkiye ve Yunanistan'dan iki gencin masal tadındaki imkansız aşklarının öyküsü anlatılıyor. Gaziantep'in ünlü baklavacısı Kahraman Usta'nın kızı Nazlı Ankara da üniversite eğitimini bitirmiş memleketine dönmüştür. Çok sevgili kızlarının dönüşünü hasretle bekleyen aile çok mutludur. Ama Nazlı'yı bir sürpriz beklemektedir.

Kahraman Usta, kızının evliliği için ortağı Ökkeş Usta'nın oğlu Kadir'e söz vermiştir. Nazlı buna şiddetle karşı çıkar. Nazlı'nın düşüncesine de başta babası olmak üzere annesi, dedesi, ablası ve eniştesi karşıdır. Bir kere söz verilmiştir ve bu iş olacaktır.

Ökkeş ve Kadir'in kendisini istemeye geldikleri gün evden kaçan Nazlı, Bodrum'daki okul arkadaşı Zeynep'e gider. Nazlı burada bir otelde iş bulur ve çalışmaya başlar. Ailesi her yerde Nazlıyı aramaktadır. Bu sırada Nazlı Bodrum da yakışıklı, yabancı bir gençle tanışır. Nazlı bu gencin İngiliz olduğunu zannetmektedir. Oysa ki bu genç, ailesi İstanbul'dan Atina'ya göç etmiş Niko adında bir Yunanlıdır.

Yıllardır birbirlerine düşmanlık beslemiş iki ülke insanı Yunanlı bir gençle Antepli bir kızın arkadaşlığı nasıl olacaktır? Nazlı ve Niko birbirlerine deliler gibi aşık olurlar. Ancak aşireti ile sözlüsü Nazlı'nın peşine düşer. Ayrıca Niko'nun, ses yıldızı sevgilisi Anna da bu aşk için büyük bir engeldir. Üstüne üstelik Niko'nun ailesi Türk'lerden, Nazlı'nın ailesi de Yunanlılardan nefret etmektedir.

hayatım sana feda

gecelik kaçamak affedilir mi?

Birçok insanın kendi kendisine sorduğu ama yaşamadıkça cevabını bilemediği bu soruyu tartışmaya açıyor “HAYATIM SANA FEDA”...Siz olsanız affeder misiniz?

İşte bu sorunun tam ortasında duruyor Levent Başaran (Tamer Karadağlı) ve Zeynep Başaran (Deniz Uğur) çifti…Güzel bir yuvaları, mutlu bir evlilikleri ve dünya güzeli çocukları Alper ile birlikte örnek bir evlilik yaşarlarken bir anda adeta yokuş aşağı freni boşalmış bir kamyonda bulurlar kendilerini. Karısını deliler gibi seven Levent bir gecelik ilişki sonunda peşine takılan obsesif bir Rus kadından kendini kurtaramaz bir türlü.İrina (Asu Emre) Levent’in ve ailenin kabusu oluverir.Hiç istemeden yaşadığı bir gecelik ilişkinin bedeli bu kadar ağır mı olmalıdır diye sorar Levent kendi kendine. Kariyeri ve genel müdürlük yaptığı şirketteki görevini onu öldürmeye çalışacak kadar ikinci plana atmasına rağmen oğlunun yaşadığı bir sağlık sorunu nedeni ile İrina’ya mahkum olacağını bilmeden hayatının tüm fırtınalarına göğüs germeye çalışır…Ya evliliğini kurtaracaktır , ya da çocuğunu…

Bir anda kabusun ortasına yuvarlanan Zeynep ise önemli bir karar verme aşamasındadır.Topu topu bir gecelik ilişki için kendisini ölesiye seven kocasından vazgeçmeli midir? Onu affetmeli midir?

kaybolan yıllar dizisi

Kader, üç küçük çocuğun ayrılan yollarını yeniden bağlayacak. Ve aralarından biri, nefretiyle her birinin hayatını baştan aşağı değiştirecek...

Esmer (Saruhan Hünel) ile Ali (Burak Hakkı) yetimhanede büyütülen ve geçmişlerini bilmeyen iki küçük çocuktur. Esmer ve Ali 6 yaşındayken, yetimhane kapısına bırakılan küçük bebek, iki çocuğun hayatına bambaşka bir renk katar. Küçük Ezel’e (Yeşim Büber) adını koyamadıkları bir sevgiyle bağlıdırlar.

Bu sevgi bağı Ezel’in 6 yaşındayken bir aile tarafından, evlat edinilmesiyle bir anda çözülür. Ezel yeni ailesinin evinde, adı ve tüm dünyası değiştirilmiş bir şekilde yaşamaya başlar.

Ali ve Esmer bu ayrılığın acısını çıkarmak için yetimhaneyi ateşe verip kaçarlar. Artık evsiz barksız Ezel’siz bir yaşam onları beklemektedir...

... 20 yıl sonra ...

Ezel’in yetimhaneden ayrılması ve Ali ile Esmer’in İstanbul’un karmaşık sokaklarında gözden kaybolmalarının ardından tam 20 yıl geçer ve yaşam onları hiç beklenmedik bir anda karşı karşıya getirir. Üçünün de bambaşka hayatları vardır.

Adı Aylin olarak değiştirilen Ezel evlenmiş, tıpkı kendisini evlat edinen babası gibi başarılı bir cerrah olmuştur.

Ali, İstanbul’un arka sokaklarında onu kıskıvrak yakalayan sivil polis tarafından büyütülmüş ve bugün organize işlerde başarılarına başarılar katan bir polis amiri olmuştur ve onu büyüten bu ailenin biricik kızları Nazlı ile nişanlıdır.

Esmer ise hayatın karanlık tarafında kalmış, mafyaya hizmet eden, patronu Süleyman Çesen’e (Fikret Hakan) sıkı sıkıya bağlı gözü kara bir adam olmuştur.

20 yıl önce savrulan ve birbirinden bir daha hiç haber alamayan bu üç gencin yolları yıllar sonra yeniden kesişecek ve birbirlerini tanımayan Ali, Esmer ve Ezel, kaderin kendilerini için hazırladığı müthiş bir oyunun kurbanı olacaklardır.