25 Nisan 2009 Cumartesi

geniş zamanlar

Ayla ile Erol, uyumlu bir çifttir. On dört yasindaki kizlari ile semtin sik bir mahallesinde sakin bir yasam sürmektedirler. Ayla kendisine ait bir hukuk bürosunda çalismakta, bosanma davalarina bakmaktadir. Erol bir finans kurulusunun genel müdürüdür. Çocuklari üç yasindayken, Ayla evlerine temizlige gelen Fatik'in bir berber dükkaninda çalisan kizi Zehra'yi çocugun pesinde dolanmasi ve geceleri gezmeye gittiklerinde çocuga bakmasi için yanina almis, okutmus ve yetistirmistir. Zehra Ayla'nin sayesinde sinif atlamis, yurt disi gezilerine katilmis, dil ögrenmistir. Hemsirelik okulundan mezun olmak üzeredir. Staj yaptigi hastanede genç bir doktorla sevismekte ve onunla evlenmeyi ummaktadir. Doktor Ahmet, Ayla'yi Zehra'nin ablasi zannetmis, Zehra'nin içinden bu yanilgiyi düzeltmek gelmemistir. Ahmet, Zehra'nin mezuniyet törenine gidecek, Zehra'nin annesi Fatik ve babasi Hasan'la karsilasacak ve ögrendiklerinden hiç memnun kalmayacak aldatilmanin öfkesi ile çok sert tepki verecektir.

Zehra ve Ahmet'in iliskileri çikmaza dogru sürüklenirken, Ayla da zor günler yasamaya baslar. Davasini üstlendigi bir müvekkili bunalim geçirmektedir. Ona aciyan Ayla, Suna'yi bir aksam evine yemege davet eder. O gece kocasinin da is yemegi vardir. Is yemegi iptal edilen Erol eve erken döner ve Suna ile tanisir. Önce, ziril ziril aglayan bu kadindan hiç hoslanmaz. Ama gecenin sonunda taksi bulunamayinca, kadini evine birakmak ona düser. Karisina söylenerek, kadinla birlikte çikar. Ayla çok zengin bir adamdan bosanmak üzere olan Suna'nin davasini kazanmaya kararlidir.Çünkü Suna kocasinin bir sarkici ile iliskisini kesfetmistir. Bunu koz olarak kullanacaktir. Suna, Ayla'ya yemege geldigi aksam, kocasi ve sarkiciya ait birtakim resimler gösterir. Ayrica, kocasinin cebinde mücevher faturalari bulmustur -kendisine hiçbir zaman verilmemis olan bazi mücevherler almistir kocasi. Ayla'nin davasi saglamdir.Ancak karsi güçler de bos durmamaktadir. Ilk icraatlari , davadan bir hafta önce - bir gazete ekinde Ayla'yi “Kocalari soyan kafa kopartici avukat” olarak lanse etmek olmus, çarsaf çarsaf resimlerini basarak Ayla'yi tedirgin etmeye baslamislardir.

Davaya girilecegi gün, karsi tarafin avukati, Ayla'yi mahkemedeki küçük bos bir odaya sokarak bir zarf uzatir . Zarfin içinde Suna ve Erol'un, Erol'un arabasinda öpüsürken, bir kir kahvesinde basbasa ve ayrica, bir camin arkasindan kucaklasirken çekilmis resimleri vardir. Ayla, sarkicinin adini açiklarsa, karsi tarafin avukati da bu resimleri mahkemeye verecektir.

Ayla yikilir. Davaya sarhos gibi girer. Sarkicinin adini veremez, az bir tazminata razi olur, davayi kaybederek çikar. Evine gelince dagilir, odasindaki esyalari kirar, yikar, aglar, çirpinir. Sonra kocasina telefon eder ve ona hemen eve gelmesini söyler.

Ayla hemen bosanmak istemektedir. Zehra ve Fatik, Ayla'yi kocasina döndürmek için ellerinden geleni yaparlar. Ayla'nin yuvasinin yikilmasi, Zehra'nin da yuvasiz kalmasi anlamina geldigi için, Fatik türlü dualar ve büyüler denemeye yeltenir. Erol ise, Ayla'ya bu olayi büyütmemesi için yalvarir. BU isi neden mi yapmistir. Çünkü güçlü Ayla'nin kocasina hiç ihtiyaci yoktur. Oysa Suna, korunmaya muhtaç bir güvercin gibidir. Erol'a siginmak, Erol da onu kanatlari altina almak istemistir, kendisini tekrar güçlü bir erkek gibi hissetmistir, hepsi bu. Ayla bu kez kendi, bir bosanma avukatina vekalet verir, kocasini evden kovar, Kizi kendisiyle kalmak istemez. . Babasinin yaninda olmayi tercih eder ve annesini suçlar.

Ayla annesi Sükran 'in Bilge'ye gerçegi anlatmasina engel olur. Kiz okulda zaten bir takim sorunlar yasamaktadir. Babasina düskündür. Ayla kizinin bir travma daha yasamasini istemez. Kizinin hirçinliklarini sineye çeker ve sadece “ Babanla anlasamiyoruz , birbirimizden uzaklastik” diyerek konuyu kapatir.

Bu arada Zehra, sirilsiklam asik oldugu Ahmet'le aralarindaki iliskiyi zorlamaktadir. Bir kaç meslekdasiyla, hastaneye yakin bir küçük kat tutup, oraya yerlesecektir. Gecekondu ile olan iliskisini minimuma indirecektir. Hatta Ahmet'in önerdigi gibi, üniversiteye yazilip, iki yil sonra hastane için uzman isletmeci olarak mezun olacaktir . Ancak Ahmet, Zehra'nin yalanini affetmemektedir. Ya da Zehra'dan kurtulmak için, ‘yalan' olayini kullanmaktadir. Zaten baska bir hastaneye naklini istemistir. Iki gencin iliskisi giderek sogurken ve Ayla bosanip baska bir sehre tasinma planlari yaparken, hayati altüst olan Zehra bunalima sürüklenir. Ahmet'le yaptiklari son tartismadan sonra, gecekondusuna geri döner.

Bu sirada, Fatik'in mahallesinde bir baska dram yasanmaktadir. Komsusu Sidika'nin oglu Aydin, giderek içki dozunu arttirmakta, alkolik olmaktadir. Mahallede Zehra'nin abisi Recep hariç kimseyle geçinememektedir. Aydin'in bacagi ile birlikte erkekligini de yitirdigi imalari dolasmaktadir mahallede ve buna en çok, Aydin tarafindan istenmeyen ve gururu kirilan Güllü neden olmaktadir.

Zehra, gecekondusuna döndükten sonra, arkadaslarini görmek istemez, hiç kimseyle konusmamakta, tüm gün pencerenin önündeki divanda uzanip, öylece yatmaktadir.Yemek içmekten de kesilmistir. Sik sik da ögürmektedir. Fatik süphelenmeye baslar. Ne yazik ki süpheleri dogru çikar, Kiz hamiledir.
Zehra son bir umutla çocuga sarilmak istemekte, gizli gizli Ahmet'in bu çocuk sayesinde ona dönecegini ummaktadir.

Ayla, bu zor günlerde, Zehra'yi ziyaret için gittigi gecekondu mahallesinde ilginç bir adamla tanisir. Tarik beldenin belediye baskanidir ama hiç de öyle görünmemektedir. Ziraat mühendisidir ve mahalledeki agaçlarin bitkilerin hastalanmasi nedeniyle bir inceleme yürütmektedir. Maiyeti pesinde kostururken o bir agacin tepesindedir- (Tarik personele sinirlendigi zaman sokakta yerleri süpürebilen- aksamüstleri günes batiminda tepeye iskemlesini tasitip onbes dakika sessizce oturan- çöp kamyonlarini bizzat kullanip millete derli toplu çöp atmaya mecbur edebilen- rant pesindeki çakallara dünyayi dar eden-mahalle veletlerinin rastladiklarinda ders bile sorabildikleri- adeta sokakta yasayan- bagimsiz olarak seçilmis- o yörede yetismis ,gittikçe medyanin da ilgisini çekmeye baslamis- bir tuhaf belediye baskanidir.) Baskan tepesinde oldugu agaçtan aninda Ayla'ya laf çarptirir. Bu gün bosatacak zengin bir kari-koca bulamamis midir? Ayla Tarik'in diger birçoklari gibi gazetedeki resimlerini görüp laf attigini düsünerek çok bozuk Zehra'nin evine girer. Fatik'ten adamin kim oldugunu ögrenir. Hee.. o bizim belediye baskani- der. Fatik . Hani sana bi dava için danismak istiyo bizim baskan diye sorduydum zamaninda da sen ben öyle davalara bakmiyorum dediydin. Onu diyodur. Belediye avukat bulamamis mi diye sinirle sorar Ayla . Fatik , “Para yediler deye kovduydu o ara avukatlari-ben de seni söylediydim “ der. Ayla perdenin arkasindan dehset içinde agaçtan inen adama bakar. Agaca çikan bir belediye baskani..! Fatik adamin ne mene bir sey oldugunu her zamanki pratik ve kestirme anlatimiyla anlatirken Ayla büyük bir ilgiyle - bu roman kahramani gibi tipi izlemektedir. Ayla bu densiz adama haddini bildirmekle özür dilemek arasi karmasik bir ruh haliyle ve biraz da kadinca bir merakla gidip baskani bulur . Baskanin ünlü “günbatimi oturma saati” ne denk gelir. Tepenin dibindeki korumalar Ayla'yi baskanin yanina salmazlar. Ayla “N'apiyor orada peki- orada öyle bos bos oturuyor niye görüstürmüyorsunuz?” diye sorunca bir tanesi açiklar. “Baskanim hergün bi onbes dakika oturur abla. Bekleyin günes batinca iner.” Ayla saskin bekler.
Tarik “ oturmasi” bitince tepeden iner ve acele makam arabasina binip gider . Maiyeti ve baskanla isi olan bir güruh da pesine takilir. Ayla sokta tek kelime edemeden kalir. Tarik onun bekledigini fark eder ama pek yüz vermez. Ayla gittikçe daha büyük bir ilgiyle Tarik'i arastirmaya baslar ve yasamina girer. Aralarinda giderek gelisen dostluk bir aska dönüsecek ve Ayla zamanla kendisini -birak para kazanmayi, üzerine bir de avuç dolusu paralar harcadigi - sosyal sorunlarin savunucusu bir avukat olarak bulacaktir. Tarik'la birlikte , dingin ve konforlu yasami yerini aci dolu , heyecanli ve vazgeçemedigi tutkulu bir yasama birakacaktir. Tarik'in gittikçe yildizi parlamaktadir , Tarik'in etrafindaki kalabaliklar, onu politikanin içine çekmeye çalisan ve onunla çatisan güçler- protokol vs. derken- iki asik, zorunlu olarak bir liseli yaraticiligi ile asklarini orada burada gizlice yasamaya baslarlar. Tarik tuvalete gitmek bahanesi ile konvoyunu bir benzicide durdurup, binanin arkasinda buldugu bisiklete atlayip -Ayla'yi görmeye gidebilecek kadar çilgin ve zaptedilmez bir adamdir. Ayla ev bark çoluk çocuk is hayati anlaminda tam dagilmis kendisini doludizgin adamin firtinasina birakmistir. Tarik her an her yerden çikabilecegi için bir düzeni huzuru kalmamistir. Süratle parasi da bitmektedir. Tarik'in her zaman, bir hasta için veya birisinin okul masrafi için sinirsiz paraya ihtiyaci vardir. Para varsa kullanilmalidir. Kimse ölmeye veya kaderine terk edilmemelidir. Ayla'nin ise artik geç gelen askini, bütün bedelleri ödeyerek aklini yitirmiscesine yasamak disinda elinden bir sey gelmemektedir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder